Avrupa
Giriş Tarihi : 16-05-2025 09:23

AB, NATO'dan ayrı ortak savunma kapsamını güçlendirmeyi tartışıyor

AB, NATO'dan ayrı ortak savunma kapsamını güçlendirmeyi tartışıyor

Avrupa Birliği’nin en üst düzey askeri organı, ABD’nin Asya-Pasifik bölgesine giderek daha fazla odaklandığı bir dönemde, Avrupa orduları arasında birlikte çalışabilirliği ve askeri hareket kabiliyetini artırmak amacıyla, bloğun karşılıklı savunma maddesini güçlendirmeyi değerlendiriyor.

Avrupa Birliği Askeri Komitesi Başkanı Avusturyalı Orgeneral Robert Brieger, Perşembe günü yaptığı açıklamada, AB’nin savunma politikalarında 'net ve bütüncül bir yaklaşıma' ihtiyaç duyduğunu belirtti. Komite toplantısına katılan Genelkurmay Başkanlarının, AB Antlaşması’nın 42.7. Maddesi’nin hayata geçirilmesi için çeşitli öneriler sunduklarını ifade etti.

2009'dan bu yana yürürlükte olan 42.7. Madde, bir AB üyesi ülke kendi topraklarında silahlı bir saldırıya uğradığında, diğer üye ülkelerin “ellerindeki tüm imkânlarla yardım ve destek sağlamakla yükümlü” olduğunu düzenliyor.

Bu madde şimdiye dek sadece bir kez, 13 Kasım 2015’te Paris’te meydana gelen terör saldırılarının ardından Fransa tarafından devreye sokuldu. Ancak, AB içinde bu maddenin, yaklaşık 60 yıl önce kurulan NATO’nun kolektif savunma maddesine kıyasla daha zayıf olduğu görüşü hâkim.

Bu zayıflığın nedenlerinden biri, maddenin aynı zamanda şunu da içermesi:

“Bu alandaki taahhütler ve iş birliği, Kuzey Atlantik Antlaşması kapsamındaki yükümlülüklerle uyumlu olmalıdır. NATO, bu antlaşmanın tarafı olan devletler için kolektif savunmanın temeli ve uygulama alanıdır.”

Avrupa Birliği’nin 27 üye ülkesinden 23’ü aynı zamanda NATO üyesi.

Orgeneral Brieger, bu maddenin güçlendirilme nedenini şöyle açıkladı: “AB’nin güvenlik ve savunma yaklaşımının bugüne kadar daha çok uluslararası kriz yönetimine odaklandığını gördük. Ancak bu artık yeterli sayılmaz ve geleceğe uygun değil. Avrupa kıtasının savunmasında Avrupa ordularının rolü netleştirilmeli. Elbette NATO ile yakın iş birliğine ihtiyaç var ve kolektif savunma NATO’nun görevi olarak kalacak. Fakat ABD’nin ilgisini Hint-Pasifik bölgesine kaydırdığı gerçeği ortada. Bu nedenle Avrupa topraklarında daha fazla sorumluluk alma zamanı geldi.”

Brieger, siyasetçilere şu çağrıda bulundu: “42.7. Madde’nin daha net şekilde tanımlanmasını öneriyoruz. Bu maddenin somut rolü nedir? NATO’nun görev alanıyla en iyi sınır nasıl çizilebilir?”

Verdiği örnekler arasında, Avrupa’da askeri birliklerin daha hızlı hareket etmesini sağlamak ve kritik altyapının korunmasını güçlendirmek yer aldı.

“AB’nin avantajı, yalnızca askerî değil; siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında da harekete geçebilme kapasitesine sahip olmasıdır. NATO’da bu yok. Bu nedenle birbirimizi tamamlayacak yollar arıyoruz,” dedi.

AB’nin savunma vizyonu: Ortak yatırımlar ve askeri bağımsızlık

Avrupa Komisyonu'nun mart ayında yayımladığı Avrupa Savunmasının Geleceği metni, üçüncü ülkelere olan askerî bağımlılığı azaltmayı ve üye ülkeler arasında askeri teçhizatın daha hızlı konuşlandırılmasını hedefliyor.

Öncelikli alanlar arasında şunlar var:

  • Hava ve füze savunma sistemleri

  • Topçu sistemleri, mühimmat ve füzeler

  • İHA ve anti-İHA sistemleri

  • Yapay zeka, kuantum teknolojileri

  • Siber ve elektronik harp yetenekleri

  • Stratejik askeri destek unsurları

Komisyon, önümüzdeki dört yılda AB genelinde savunmaya 800 milyar euroluk yatırım yapılmasını hedefliyor. Bu kapsamda, üye ülkelerin birlikte sipariş vermeleri teşvik edilerek, maliyetlerin düşürülmesi ve askeri sistemlerin birlikte çalışabilirliğinin artırılması planlanıyor.

Avrupa üretimine öncelik verilmesi koşuluyla, AB 150 milyar euroya kadar kredi sağlayacak. Üye ülkelerin bu finansman mekanizması üzerindeki müzakereleri ay sonuna kadar tamamlaması, ilk ödemelerin de yıl sonunda başlaması bekleniyor. Haziran ayında yapılacak AB Zirvesi’nde ortak Avrupa savunma projelerinin de onaylanması planlanıyor.

“Avrupa bir yol ayrımında”

İki hafta içinde görevini bırakacak olan Orgeneral Brieger, sözlerini şöyle tamamladı:

“Avrupa bir yol ayrımında. Karşı karşıya olduğumuz tehditler gerçek, karmaşık ve birbirine bağlı. Bunlara yanıt vermek yalnızca beyanlarla olmaz. Siyasi irade, birlik ve harekete geçme kapasitesi gerekir. Güçlü bir Avrupa, güvenli bir Avrupa demektir. Güvenli bir Avrupa ise savunmasını ve küresel rolünü ciddiyetle ele almalıdır.”

euronews

AdminAdmin