GÜNCEL
Giriş Tarihi : 20-01-2023 12:24

Eşek deyip geçmeyin; insanlık tarihinin seyrini nasıl değiştirdiler?

Eşek deyip geçmeyin; insanlık tarihinin seyrini nasıl değiştirdiler?

En ağır yükleri taşıma konusundaki olağanüstü yetenekleri ve inatçılıklarıyla bilinen eşeklerin ismi, dünyanın bazı bölgelerinde haksız bir şekilde aşağılama ya da alay için kullanılıyor. Ancak arkeologlar, Paris'in yaklaşık 280 km doğusundaki bir Fransız köyünde, bu az takdir edilen yük hayvanları hakkında bildiklerimizi yeniden yazmaya yardımcı olan bir keşif yaptı.

Ekip Boinville-en-Woëvre köyündeki bir Roma villasının bulunduğu yerde, birkaç eşek kalıntısı ortaya çıkardı.

Fransa'nın Toulouse kentindeki Purpan Tıp Fakültesi Antropobiyoloji ve Toulouse Genomik Merkezi Direktörü Ludovic Orlando, "Bunlar devasa eşekler" diyor. "Genetik olarak Afrika'daki eşeklerle bağlantılı olan bu örnekler, bazı atlardan daha büyük."

Orlando, eşek iskeletlerinden DNA dizilimi yapan bir projeye liderlik ediyor. Bu çalışma, eşeklerin evcilleştirilmesinin kökenini ve daha sonra dünyanın diğer bölgelerine yayılmasını izlemeye yönelik çok daha büyük bir projenin bir parçası. Araştırma, bu çok yönlü hayvanlarla olan ilişkimiz üzerinden kendi türümüzün tarihine dair şaşırtıcı bilgiler sağlıyor.

Boyu uzun eşekler

Orlando'ya göre, Boinville-en-Woëvre'deki Roma villasında yetiştirilen eşekler yerden cidagoya (kürek kemikleri arasındaki çıkıntı) kadar 155 cm boyundaydı. Günümüzde eşeklerin ortalama boyu ise 130 cm. Buna yaklaşabilen tek modern eşek, alışılmadık derecede büyük olan ve genellikle damızlık olarak kullanılan erkek Amerikan Mamut Jack türü.

Orlando, dev eşeklerin Roma İmparatorluğu'nun genişlemesinde ve daha sonra topraklarını elinde tutma çabalarında önemli ancak yeterince takdir edilmeyen bir rolü olabileceğini söylüyor.

"2. ve 5. yüzyıllar arasında Romalılar, askeri teçhizat ve malların taşınmasında kilit rol oynayan katırları üretmek için onları yetiştirdi" diyor. "Avrupa'da olmalarına rağmen, Batı Afrika'dan gelen eşeklerle karıştırdılar."

Ancak Roma İmparatorluğu'nun talihindeki değişiklikler muhtemelen bu dev eşek türünün de yok olmasında etkili oldu.

Orlando, "Binlerce kilometre genişliğinde bir imparatorluğunuz yoksa, büyük mesafelere mal taşıyan bir hayvana ihtiyacınız yok" diyor. "Katır üretmeye devam etmek için ekonomik bir teşvik kalmamıştı."

Tüm eşekler tek bir evcilleştirme olayından türedi

 

Eşeklerin insanlık tarihi boyunca nasıl bir rol oynadıklarının izini sürmek için 37 laboratuvardan 49 bilim insanından oluşan uluslararası bir ekip, dünyanın dört bir yanından 31 antik ve 207 modern eşeğin genomlarını dizdi. Genetik modelleme tekniklerini kullanarak, eşek popülasyonunda zaman içinde meydana gelen değişiklikleri izledi.

Araştırmacılar, eşeklerin büyük olasılıkla ilk olarak yaklaşık 7 bin yıl önce Doğu Afrika'daki yabani eşeklerden, muhtemelen çobanlar tarafından evcilleştirildiğini buldu. Bu daha önce inanılandan biraz daha erken bir tarih olsa da, araştırmacılar bugün yaşayan tüm modern eşeklerin bu tek evcilleştirme olayından türediği sonucuna vardı.

Çölleşme önemlerini artırdı

Ancak önceki çalışmalar, Yemen'de eşekleri evcilleştirmeye yönelik başka girişimlerin de olabileceğini öne sürüyor. İlginç bir şekilde, Afrika'nın doğusunda eşeklerin bu ilk evcilleştirilmesi, bir zamanlar yemyeşil olan Sahra'nın kuraklaşmasıyla aynı zamana denk geliyor. Yaklaşık 8 bin 200 yıl önce muson yağmurlarının aniden zayıflaması, otlatma ve yakma şeklinde artan insan faaliyetleriyle birleşerek çöl bölgesinin kademeli olarak yayılmasına yol açtı. Evcilleştirilmiş eşekler, giderek sertleşen bu ortama uyum sağlamak için hayati önem taşımış olabilir.

Araştırmacıların analizleri, eşeklerin daha sonra Doğu Afrika'dan yayıldığını, kuzeybatıya Sudan'a ve oradan da 6 bin 500 yıl öncesine kadar uzanan arkeolojik alanlarda eşek kalıntılarının bulunduğu Mısır'a kadar ticaretinin yapıldığını gösteriyor. İlk evcilleştirmeyi takip eden 2 bin 500 yıl boyunca, bu yeni evcil tür Avrupa ve Asya'ya yayılarak bugün bulunan soyları geliştirdi.

Eşekler kara taşımacılığını geliştirdi

 

Avusturya'daki Graz Üniversitesi'nden arkeolog Laerke Recht'e göre eşek, dayanıklılığı ve ağır yükleri taşıma kabiliyeti nedeniyle insanlığın malları karadan uzun mesafelere taşıma kapasitesinde büyük bir fark yarattı.

"Mezopotamya'daki Fırat ve Dicle nehirleri ve Mısır'daki Nil nehri ağır malların taşınması için kullanılabilirken, eşekler kara üzerindeki temasların büyük ölçüde artması ve yoğunlaşması anlamına geliyordu" diyor.

Recht, bunun MÖ üçüncü binyılda bronz kullanımının artmasıyla aynı döneme denk geldiğini söylüyor. Recht, "Eşekler ağır bakırı uzun mesafelere ve Mezopotamya da dahil olmak üzere doğal olarak bulunamadığı (ya da sadece çok az miktarda bulunduğu) bölgelere taşıyabiliyordu" diyor.

Savaşları da değiştirdiler

Öte yandan, eşekler ve diğer atlar da aynı dönemde savaşları değiştirdi. Recht, "Onları tekerlekli araçların önünde savaşlara katılırken ve istilacı bir ordu için gerekli erzakların taşınmasını sağlarken görmeye başladık" diyor.

Krallarla gömülüyorlardı

Eşeklere o kadar değer veriliyordu ki önemli ritüellerde bile yer alıyorlardı. Recth, "Hem Mısır'da hem de Mezopotamya'da, eşekler insanlarla, hatta bazı durumlarda krallarla ya da yöneticilerle birlikte gömülecek kadar önemli görülüyordu" diyor. "Kendi başlarına gömülen eşek örnekleri de var."

Recth, M.Ö. ikinci binyılda eşeklerin, antlaşmaların imzalanmasıyla ilişkili bir ritüelin parçası olarak kurban edildiğini de sözlerine ekliyor.

Orlando ve meslektaşları tarafından incelenen en eski örnek, Türkiye’de bulunan, bronz çağından kalma üç eşek. Todd, "Bunlar radyokarbonla 4 bin 500 yıl öncesine tarihleniyor ve modern Asya alt popülasyonlarına benzer bir genetik yapıya sahip" diyor. Bu da evcilleştirilmiş eşeğin Asya alt popülasyonunun bu dönemde diğer soylardan ayrıldığını gösteriyor.

 

Eşekler neden atlar kadar saygı görmüyor?

Araştırma aynı zamanda eşeklerin, atgillerden akrabaları olan atlara kıyasla insanların çok daha daimî bir yoldaşı olduğunu doğruluyor. Orlando, "Yaklaşık 4 bin 200 yıl önce evcilleştirilen modern evcil atların insanlık tarihi üzerinde çok büyük bir etkisi oldu" diyor. "Şimdi, çalışmamız eşeklerin etkisinin daha da öteye uzandığını ortaya koyuyor."

Atlar ve köpeklerle karşılaştırıldığında, eşeğin sağladığı faydaya göre gördüğü ilgi miktarı tezat oluşturuyor. Bugün dünyanın birçok yerinde eşekler büyük ölçüde göz ardı edilse de, bazı yerlerde hala eskisi kadar önemli.

Todd, "Eşek, dünya çapında milyonlarca insanın günlük yaşamında önemli bir hayvan" diyor. "Nüfusu her yıl %1 oranında artıyor. Gelişmiş ülkelerde eşekler günlük yaşamda kullanılmasa da, Afrika ve Arap yarımadası gibi bölgelerdeki birçok gelişmekte olan toplumda insanlar, insan ve mal taşımacılığı için hala eşeklere güveniyor."

Eşeklerin genetik yapısını anlamanın, gelecekte onların yetiştirilmesi ve yönetiminin iyileştirilmesine de yardımcı olabileceğini ekliyor.

Araştırmacıların gelecekteki çalışmalarda ele almayı umdukları önemli bir konu, evcilleştirilmiş eşeğin yakın bir akrabasını vahşi doğada bulmak. Orlando, Todd ve meslektaşları üç aday belirlemeyi başardı. Todd, "Modern eşeğin, Afrika yaban eşeği soyundan geldiğini biliyoruz" diyor. "Bildiğimiz üç alt tür var: Bunlardan birinin soyu MS 200 yılında Roma döneminde tükendi, ikincisinin muhtemelen vahşi doğada soyu tükendi ve üçüncüsü de kritik tehlike altında."

Bununla birlikte, Afrika yaban eşeğinin henüz tanımlanmamış başka alt türlerinin olup olmadığını bilmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var; bu da eşeğin genetik geçmişine ilişkin anlayışımızı daha da geliştirmeye yardımcı olacak ve belki de kendi tarihimizde oynadıkları önemli rol hakkında daha fazla bilgi verecek.


Kaynak: BBC, Ceyda Yetim yerelleştirdi

LMLM

LM