ABD Merkez Bankası Fed çeyrek puanlık faiz indirimine gitti. Fed Başkanı Powell, başkanlık seçimlerinin "yakın vadede" ülkenin para politikası üzerinde etkili olmayacağını söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (Fed) piyasaların merakla beklediği faiz kararını açıkladı, çeyrek puanlık faiz indirimine gitti. Fed politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 4,50 ile 4,75 aralığına çekti. Fed kararında Donald Trump'ın ABD başkanlık seçimlerini kazanmasını ve bunun ekonomi üzerindeki etkilerini dikkate almamış oldu.
Fed Başkanı Jerome Powell faiz indiriminin ilan edilmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Yakın vadede seçim sonuçlarının politika kararlarımız üzerinde bir etkisi olmayacak" dedi. Seçilmiş Başkan Trump'ın hangi ekonomi politikalarını izleyeceğinin belirsiz olduğuna işaret eden Powell "Bir tahminde bulunmuyoruz, spekülasyon yapmıyoruz ve varsayımda bulunmuyoruz" diye konuştu.
Powell Fed'in faiz oranlarının "hızını ve hedefini" belirlemek için verileri değerlendirmeye devam edeceğini, şu anda sıkı olan para politikasını sıfırlamayı sürdüreceklerini belirtti. Ayrıca enflasyonun yavaşladığını ve ABD Merkez Bankası'nın önüne koyduğu yüzde 2'lik hedefe doğru gerilediğini kaydetti. Powell yeni yönetimin önerileri şekillendikçe bunların enflasyon ve azami istihdam hedefleri üzerindeki etkilerini tahmin edeceklerini ifade etti.
Powell istifa etmeyecek
Fed Başkanı Powell konuşmasında seçilmiş başkan tarafından görevinden erken ayrılmasının istenmesi halinde istifa etmeyeceğini de belirtti, Fed'in yedi yönetim kurulu üyesinin görevden alınmasına "yasalar uyarınca izin verilmediğini" sözlerine ekledi.
ABD Merkez Bankası'nın faiz indirimi, başta konut kredisi olmak üzere kredi maliyetlerini azaltacak bir karar olarak değerlendiriliyor. Ancak mali piyasaların Trump'ın seçim zaferine vereceği tepkinin de borçlanma maliyetleri üzerinde etkisinin olacağı öngörülüyor.
Nationwide baş ekonomisti Kathy Bostjancic Fed kararıyla ilgili Powell'ın "seçim sonuçları hakkında değerlendirmede bulunmaktan uzak durduğu" yorumunu yaptı ve ekledi: "Ancak 2025'e girdiğimiz zaman bunu dikkate almak zorunda kalacaklarını düşünüyorum."
AFP, Reuters / EC, MUK
DW