Batı Trakya
Giriş Tarihi : 12-02-2023 22:12

ÖĞRENİYORUZ: İskeçe-Yenice’deki tarihi Vezir Ahmet Paşa Hanı tanıtıldı

ÖĞRENİYORUZ: İskeçe-Yenice’deki tarihi Vezir Ahmet Paşa Hanı tanıtıldı

Tarihçi-araştırmacı Yorgos Bacakidis, Yenice’de bulunan ancak, günümüzde sadece izleri kalan, tarihi Vezir Ahmet Paşa Hanı ile ilgili yaptığı araştırmayı sundu.

Tarihçi Yorgos Bacakidis, emekli Vaiz Sedat Karadayı ile birlikte yürüttükleri bilimsel araştırmanın sonuçlarını 8 Şubat Çarşamba günü İskeçe Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantı ile tanıttı.
 
Tanıtım toplantısı, Türkiye’de ve Suriye’de meydana gelen depremde hayatlarını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
 
411 yıl önce kurulan ve birçok kişi tarafından varlığı dahi bilinmeyen Asaf-ı Ahmet Paşa Hanı-(Kervansaray) Yenice-i Karasu, aylar boyunca yapılan titiz bilimsel çalışma sonucu su yüzüne çıkarıldı. Bu Osmanlı tarihi eseriyle ilgili bütün Osmanlıca veriler uzun çalışmalar sonucu Yunanca’ya çevrildi.
 
8 Şubat Çarşamba akşamı İskeçe Kültür Merkezi’nde düzenlenen tanıtım etkinliğini İskeçeli yerel yöneticiler, tarihçiler, tarih severler, akademisyenler ve çok sayıda İskeçesever takip etti.
 
KİTABE
 
İskeçe saat kulesi tarihini araştırmakla meşhur olan tarihçi Yorgos Bacakidis, tarihi hanla ilgili araştırmanın Yenice’deki tarihi camide bulunan kitabenin okunmasıyla başladığını anlattı.
 
Osmanlı kitabelerinin okunmasının kolay olmadığının altını çizen Bacakidis, “Osmanlıca çok zor ve geniş bir dil. Onu okumak, anlamak ve tercüme etmek için en azından Osmanlıca ve Arapça’yı çok iyi bilmek gerekiyor. Hatta Farsça da. Bundan dolayı bu araştırmayı Osmanlıca ve Arapça’yı çok iyi bilen hocam Sedat Karadayı olmadan yapamayacağımı söylemek istiyorum. Kendisine gerçekten çok teşekkür ederim. Kitabenin okunmasıyla yola çıktık. 1870’te Yenice’de büyük bir yangın çıktı ve neredeyse her şey yok oldu. Onun için belge niteliğindeki kitabeye ulaşmak kolay olmadı. Bulduk, okuduk, tercüme ettik ve 150 yıl sonra gerçek bilgileri ortaya çıkardık.” diye konuştu.
 
SEYAHATNAME
 
Bacakidis sunumunda, araştırmayı yaparken Evliya Çelebi’nin seyahatnamelerinden de istifade ettiklerini hatırlatarak, “Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin 8’inci cildinde 1677/8 yıllarında İskeçe ve Yenice’yi ziyaret ettiği yazılıyor. Burada Kervansaray olarak kaydettiği, çatısında kurşun örtülü kırk ocaklı bir görüntüyü tasvir ediyor. Kendisi söz konusu Han’a hayran kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda o dönemin Padişahı Sultan I. Ahmet idi. Vezir Ahmet Paşa bu dönemde (Ekmekçizade) Ahmet Paşa adını almıştır.” dedi
 
YENİCE’DE İLK KAHVEHANE
 
Bölgedeki ilk kahvehanenin 16’ıncı yüzyılın ortalarında Yenice’de kurulduğunu anlatan Bacakidis, “Kitabede, bu büyük hanın içinde İskeçe’nin ilk kahvehanesinin açıldığını yazıyor. Kahve Yemen’den, Kahire’ye, oradan da İstanbul’a geliyor. Daha sonra kahvehaneler Avrupa ve bütün dünyaya yayıldı. İskeçe’de ise 1611’de Yenice’deki hanın işletilmesiyle ilk kahvehane de faaliyete geçiyor. Yenice’deki kahvehane, başta orada yaşayanlar ve çevredekilerin hayatlarını oldukça etkiledi. Kahvehaneler 1633 yılında Sultan IV. Murat zamanında kapandı. İnsanların sürekli kahvehanelerde zaman geçirmesi, vakit namazlarını umursamamaları neticesinde o toplanma yerlerinin kapandığı biliniyor. Dolayısıyla ilk kahvehanenin Yenice’de kurulduğu kayıtlara geçmiş oluyor.”
 
TÎĞÎ MEHMET
 
Hanın kuruluş hikayesi de Evliya Çelebi’nin seyahatnamelerinde anlatıldığını ifade eden Bacakidis, “Bu hanın kuruluşu kitabenin on iki dizesini yazan şair Mehmet (bey) Tîğî ile alakalıdır. Tîğî Mehmet imzasını taşıyan en önemli kayıtlı eserler ise şunlardır: Edirne’deki Selimiye Camii kitabesi ve Edirne Ali Paşa Kapalı Çarşısı kitabesidir.”
 
Yenice’deki Han’ın Bulgaristan’da Filibe’de bulunan han ile aynı mimari özelliklere sahip olduğu anlaşılmıştır.
 
BACAKİDİS’İN SON SÖZLERİ
 
Yorgos Bacakidis konuşmasının sonunda şunları söyledi:
 
“Kişisel olarak benim için önemli bir araştırma olduğunu söylüyorum. Yenice-i Karasu hakkında başta hanı olmak üzere tarihi eserleri hakkında uzun ve titiz bir çalışma yürüttük. İlginç bulacağınıza inanıyorum. 150 yıl öncesinin altına inerseniz, beş yüz yılı aşkın bir süredir yaşamış ve zamanla kaybolmuş bir medeniyetin inanılmaz derecede önemli kanıtlarını bulacaksınız.
 
İnşasının üzerinden 411 yıl geçen dönemin tek örneği Ahmed Paşa Hanı gibi, şimdi onu anma ve şehrimizde, valiliğimizde, ondan geriye ne kaldıysa orada bulunmanın nimetini yaşama zamanıdır. En önemlisi belki (çoğuna göre) 1627'de vefat eden Osmanlı İmparatorluğu'nun bu büyük şairi ve epigrafologunun eseri olan üç korunan kitabeden birinin İskeçe'de bulunmasından gurur duyalım.
 
Anılan tarihsel dönemin anlaşılmasına katkıda bulunan ve yerel tarihimizdeki boşlukları dolduran keşiflerdir bunlar.
 
Titiz, uzun çalışma ve araştırmayla dolu harika bir yolculuk daha sona erdi."
 
Bacakidis sunumunun sonunda soruları yanıtladı.
 
Bacakidis ayrıca daha önce yazdığı İskeçe Saat Kulesi kitabını da kitapseverlere imzaladı.
 
Bölgemizdeki Osmanlı tarihi eserlerini araştırmanın kendisi için “artık hayatımın bir parçası” diyen Bacakidis, “hocam” diye hitap ettiği emekli vaiz Sedat Karadayı ile birlikte bu alanda çalışmaya davam edeceklerini söyledi.
AdminAdmin