Proton tarafından yapılan yeni bir analiz, Apple, Google ve Meta'dan kullanıcı verilerine yönelik hükümet destekli taleplerin arttığını ortaya koydu.
Büyük teknoloji şirketleri milyonlarca kullanıcının kişisel verilerini ABD yetkililerine teslim ediyor. İsviçre merkezli gizlilik şirketi Proton’un yeni analizine göre, Google, Apple ve Meta’nın 2014-2024 yılları arasındaki şeffaflık raporları incelendiğinde, ABD yetkilileriyle paylaşılan kullanıcı hesaplarının sayısında büyük bir artış olduğu görülüyor.
Son on yılda bu şirketler ABD kolluk kuvvetleriyle paylaşılan hesap sayısını ortalama yüzde 600 artırarak toplamda 3,1 milyona çıkardı.
Proton’un raporu, ABD hükümetinin, büyük teknoloji şirketlerinin devasa veri havuzlarından faydalanma isteğinin giderek arttığını gösteriyor.
Bu bulgular büyük teknoloji şirketlerinin politikalarını eleştirmiyor, çünkü şirketler yasa gereği kolluk kuvvetlerinin taleplerine uymak zorunda. Ancak Proton, uçtan uca şifrelemenin bu bilgileri 'devlet müdahalesinden' koruyabileceğini savunuyor.
ABD’li şirketler neden verileri teslim ediyor?
Kolluk kuvvetleri, Meta kullanıcılarının verilerine mahkeme celbi, mahkeme emri veya arama izni yoluyla erişebiliyor.
Olası suç şüphesiyle alınan geçerli bir arama izni, kolluk kuvvetlerine kullanıcının mesajlarına, fotoğraflarına, videolarına, zaman tüneli paylaşımlarına ve konum bilgilerine erişim hakkı tanıyabiliyor.
ABD hükümeti ayrıca Yabancı İstihbarat Gözetim Yasası kapsamında ulusal güvenlik mektupları kullanarak Google gibi şirketlerden kullanıcı bilgilerini talep edebiliyor. Bu talepler Google Drive, Gmail ve Google Fotoğraflar’daki içerikleri de içerebiliyor.
Meta, güvenlik merkezi sayfasında, bazen yetkililere acil durumlara müdahale etmeleri için bilgi sağladığını belirtiyor. Bunlar arasında ani tehlike içeren durumlar, intihar önleme çalışmaları ve kayıp çocukların bulunması gibi olaylar yer alıyor.
Meta, aldığı her veri talebini 'hukuki yeterlilik açısından titizlikle incelediğini' ve kapsamı çok geniş veya belirsiz olan talepleri 'reddedebileceğini veya daha fazla netlik talep edebileceğini' söylüyor.
Google ise yetkililerden belirli bir kullanıcıya ait veri talebi aldığında, genellikle ilgili kişiye e-posta göndererek bilgilendiriyor. Ancak, çocuk güvenliği veya hayati tehlike içeren acil durumlarda bu bilgilendirme yapılmıyor.
Şirket ayrıca, yabancı hükümetlerin yaptığı veri taleplerini ABD yasaları, ulusal mevzuat, şirket politikaları ve uluslararası normlara uygun olup olmadığını değerlendirerek, durum bazında ele aldığını belirtiyor.
Euronews Next, Proton’un raporuyla ilgili yorum almak için Apple, Google ve Meta ile iletişime geçti, ancak henüz yanıt alamadı.
Avrupa hükümetleri nasıl bir yol izliyor?
Proton’un raporu, Hollandalı uzmanların ulusal güvenlik riskleri konusunda yaptığı uyarılarla aynı dönemde yayımlandı. Uzmanlar, birçok devlet kurumunun ABD merkezli teknoloji şirketlerinin bulut hizmetlerini kullanmasının ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu belirtiyor.
Özellikle, ABD Başkanı Donald Trump döneminde yürürlüğe giren Clarifying Lawful Overseas Use of Data Act (CLOUD) yasası büyük endişe yaratıyor. Bu yasa, ABD hükümetine dünya genelindeki herhangi bir sunucuda saklanan veriler için ABD merkezli teknoloji şirketlerine mahkeme celbi gönderme yetkisi veriyor. Amaç, ciddi suçları soruşturmak için verilere erişim sağlamak.
Google’ın şeffaflık raporuna göre, dünya çapında hükümetlerin kullanıcı bilgisi talepleri giderek artıyor.
2024 ortasına gelindiğinde, dünyada hükümetler 500.000’den fazla hesap için 235.000’den fazla kullanıcı bilgisi talebinde bulundu. Bu sayı, 2020’nin ilk yarısında 235.000 hesap için yapılan 100.000 talebin iki katından fazla.
2020’den bu yana birçok Avrupa ülkesi Google’dan kullanıcı verisi talebini artırdı. Örneğin, Almanya hükümeti Ocak 2020’de 12.600 talepte bulunurken, 2024 ortasında bu sayı 41.000’e çıktı.
Öte yandan, Fransa, İtalya, Hollanda, Malta, Romanya, Slovakya ve Türkiye gibi bazı ülkeler, Google’dan veri talep etme sıklığını artırmadı.
euronews