Ukrayna, son teknolojiyi geliştirmek için gereken kritik ham maddeler ve nadir toprak elementleri açısından önemli rezervlere sahip.
Hem Donald Trump hem de Volodimir Zelenskiy bu hafta yaptıkları açıklamalarda, ABD-Ukrayna ilişkilerindeki kötüleşmeye rağmen, ABD'nin Ukrayna'nın imrenilen minerallerine ve nadir topraklarına erişimine ilişkin bir anlaşmanın hala gündemde olduğunu söylediler.
Çerçevesi üzerinde mutabakata varılmış olan anlaşmanın imzalanması, geçtiğimiz cuma günü Trump ve Zelenskiy arasında yaşanan tartışma nedeniyle sekteye uğradı. ABD o zamandan beri Ukrayna'ya yaptığı askeri yardımı geçici olarak durdurdu.
Ancak Kiev, ABD'nin Ukrayna'nın doğal kaynaklarına ayrıcalıklı erişimi ihtimalinin, Trump'ı uzun vadeli güvenlik garantileri vermeye ikna etmeye yardımcı olabileceğini umuyor.
Trump daha önce anlaşmanın, Rusya'nın 2022'de geniş çaplı işgalini başlatmasından bu yana ABD'nin Ukrayna'ya verdiği mali yardımı geri almasına olanak sağlayacağını söylemişti. Trump bu rakamı 350 milyar dolar olarak belirtirken, ABD hükümet kayıtlarına göre 2022'den bu yana sadece 83,4 milyar dolar ödenmiş durumda.
Euroverify, Ukrayna'nın hangi kritik malzeme ve minerallere sahip olduğunu ve Trump'ın neden hala bunlara erişmek isteyebileceğini inceliyor.
Ukrayna hangi ham madde ve minerallere sahip?
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Ukrayna'da 116 türde 20.000 maden yatağı bulunduğunu ve bunların 3.055'inin (yüzde 15) Rusya'nın 2022'deki işgalinden önce aktif olduğunu tahmin ediyor.
Ukrayna Ekonomi Bakanlığı'na göre bunlar arasında, AB'nin 2024'te çıkardığı ve bloğun elektrikli araçlar, güneş panelleri, mikroçipler ve diğer stratejik teknolojileri üretmek için gereken malzemeler konusunda Çin gibi jeo-stratejik rakiplerine bağımlılığını en aza indirmeyi amaçlayan Kritik Hammaddeler Yasası (CRMA) kapsamında listelenen 34 ham maddeden 22'si de yer alıyor.
Ukrayna, elektrikli araçlarda kullanılan şarj edilebilir pillerin üretimi için gerekli olan tahmini 500.000 ton kullanılmamış lityuma sahip. Bu miktar Avrupa'daki rezervlerin yaklaşık üçte birine, dünya rezervlerinin ise yüzde 3'üne denk gelmektedir.
İki büyük saha, Shevchenko Deposit (Donetsk) ve Kruta Balka (Zaporijya), şu anda işgal altında veya çatışma bölgelerinde yer alıyor.
Kiev Ekonomi Okulu'na göre, Ukrayna ayrıca havacılık, askeri ve tıbbi uygulamalarda kullanılan Titanyum'un küresel üretiminin yüzde 6'sını gerçekleştirmektedir ve yarı iletkenler için gerekli olan galyum üretiminde dünyanın 5. büyük üreticisidir.
Elektrikli araç bataryalarının üretimi için de gerekli olan grafit rezervleri bakımından dünyanın önde gelen beş ülkesi arasında yer alan Ukrayna, karbon, manganez, demir, titanyum ve uranyum rezervleri bakımından da dünyanın ilk on ülkesi arasında yer almaktadır.
Bu ham maddelerin yanı sıra Ukrayna topraklarında, akıllı telefonlar, rüzgâr türbinleri ve MRI'lar gibi yüksek teknoloji ürünü cihazlarda da kullanılan 17 metalik elementten oluşan bir grup olan nadir toprak elementlerinin de önemli rezervleri olduğuna inanılıyor.
Nadir toprak yataklarının kapsamı gizli olmakla birlikte, BM'ye göre bu yatakların küresel rezervlerin yüzde 5'ini oluşturduğu tahmin ediliyor.**
Kaç tanesi işgal altındaki topraklarda tutuluyor?
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya'nın şu anda Ukrayna'nın maden kaynaklarının yaklaşık yüzde 20'sini kontrol ettiğini ve bunun da işgal ettiği Ukrayna topraklarının miktarına karşılık geldiğini belirtti.
Reuters tarafından kaynak gösterilen Ukraynalı düşünce kuruluşları, Ukrayna'daki madenlerin yaklaşık yüzde 40'ının Rusya tarafından kontrol edilen topraklarda olduğunu söylüyor.
Haritaya bakıldığında lityum, titanyum ve nadir toprak elementlerinin geniş yataklarının Rusya'nın 2022'deki işgalinden bu yana ele geçirdiği güneydoğu kentlerinde olduğu görülüyor.
İşgal, bu madenlerin birçoğunun tedarik zincirlerini şimdiden kesintiye uğratmış durumda.
Demokratik ülkeler neden erişim arayışında?
Çin ham madde işleme pazarına hakim ve diğer küresel güçleri kendisine bağımlı kılıyor.
Pekin'in son yıllarda Avrupa Birliği ve ABD'ye kritik ham madde ihracatını durdurması ya da kısıtlaması, Batı'yı bu tür malzemelere olan talep hızla artarken tedarik zincirlerini çeşitlendirme çabalarını yoğunlaştırmaya zorluyor.
2021 yılında Avrupa Birliği ve Ukrayna, "her iki tarafın tedariğini çeşitlendirmeye, güçlendirmeye ve güvence altına almaya yardımcı olmak" amacıyla ham maddeler konusunda stratejik bir ortaklık kurdu.
Avrupa Komisyonu'nun endüstriyel stratejiden sorumlu üyesi Stephane Sejourne geçtiğimiz günlerde AB'yi bu ortaklığı tam olarak uygulamaya çağırdı ve bunu "Ukraynalılar için bir kazan-kazan" olarak tanımladı.
ABD-Ukrayna anlaşmasında son durum nedir?
Ukrayna Başbakanı Denis Şmıhal salı günü yaptığı açıklamada, Kiev'in ABD ile maden anlaşmasını "her an" imzalamaya hazır olduğunu belirtti.
Pazartesi günü anlaşmanın "ölü" olup olmadığı sorusuna Başkan Trump şu yanıtı verdi: "Hayır, ben öyle düşünmüyorum. Bence bu bizim için harika bir anlaşma."
Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron ile birlikte ABD'ye sunulacak bir ateşkes planının hazırlanmasına öncülük etmesi beklenen İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Trump'ın önerdiği maden anlaşmasının Ukrayna'da kalıcı bir barışın sağlanması için yeterli bir güvenlik garantisi olmayacağını söyledi.
euronews