Avrupa
Giriş Tarihi : 21-06-2025 10:02

AB incelemesi İsrail'in Gazze'de insan haklarını ihlal ettiğini gösteriyor

AB incelemesi İsrail'in Gazze'de insan haklarını ihlal ettiğini gösteriyor

AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın gözden geçirilmesi sonucunda İsrail'in Gazze'deki eylemleriyle insan hakları yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair 'göstergeler' tespit edildi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki eylemlerinin, Avrupa Birliği ile İsrail'in imzaladığı Ortaklık Anlaşması'nda yer alan insan hakları hükümlerinin ihlali anlamına geldiği, AB'nin diplomatik servisi tarafından bağımsız uluslararası kuruluşların bulgularına dayanılarak yapılan ve merakla beklenen bir incelemeyle ortaya kondu.

Söz konusu ihlal, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşından ve yoğun nüfuslu yerleşim bölgesinde yaşayan Filistinliler arasında yaygın kıtlık korkularını körükleyen insani yardım teslimatlarına uygulanan katı koşullardan kaynaklanıyor.

Ayrıca bu ihlaller, İsrail'in, yerleşimcilerin şiddet eylemlerine giriştiği Batı Şeria'da on yıllardır süren işgalini de kapsıyor.

Avrupalılar, Filistinlilerin dağıtım noktalarında erzak beklerken İsrail ordusu tarafından öldürüldüğüne dair haberlere şok ve öfkeyle tepki gösterdi.

Ortaya çıkalan inceleme, Avrupa Dış Eylem Servisi (EEAS) tarafından yürütüldü ve sızıntıları önlemek amacıyla kısıtlı bir format altında Cuma günü üye ülkelere gönderildi.

Euronews'e konuşan üst düzey bir diplomat, belgede yer alan sonuçları aktararak, "İsrail'in AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nın 2. Maddesi kapsamındaki insan hakları yükümlülüklerini ihlal edeceğine dair göstergeler var," dedi.

İnceleme, geçen ay Hollanda'nın başını çektiği 17 ülkenin talebi üzerine, İsrail'in Ortaklık Anlaşması'nın "ikili ilişkilerin, iç ve uluslararası politikalarına yön veren ve bu anlaşmanın temel bir unsurunu oluşturan insan haklarına ve demokratik ilkelere saygıya dayanacağını" belirten 2. maddesine hâlâ uyup uymadığını belirlemek için başlatıldı.

Belçika, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, İspanya ve İsveç Hollanda'nın çağrısına destek verdi.

REKLAM

Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya ve Litvanya buna karşı çıkarken Letonya'nın "tarafsız" bir tutum benimsediği belirtildi.

İsrail kararı bu kınadı ve Brüksel'e ikili diyaloğu sürdürme çağrısında bulundu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mayıs ayında yaptığı açıklamada, "İsrail'in karşı karşıya olduğu karmaşık gerçekliğin tamamen yanlış anlaşıldığını yansıtan açıklamada benimsenen yönü tamamen reddediyoruz. Bu savaş, İsrail'e Hamas tarafından dayatıldı ve devamından sorumlu olan da Hamas'tır," denildi.

İncelemenin sonuçları Cuma ve Pazar günleri büyükelçiler tarafından, Pazartesi günü de dışişleri bakanları tarafından ele alınacak. AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas perşembe günü Brüksel'de yapılacak bir zirve sırasında AB liderlerini bizzat bilgilendirecek.

Tüm ülkeleri aynı noktada tutmak için ince bir çizgide yürüyen Kallas, son zamanlarda İsrail'e ve insani yardımın "silahlandırılması" olarak adlandırdığı şeye karşı tonunu sertleştirdi.

Kallas bu hafta başında yaptığı açıklamada, "Yaşanan acıları görmek benim için çok acı verici. Un almak için sırada bekleyen 50 kişinin öldürüldüğünü duyduğumda, elbette acı verici ve kendime daha fazla ne yapabiliriz diye sordum," dedim.

Kritik bulgular karşısında AB'nin nasıl bir adım atması gerektiğine üye devletler karar verecek. Olası seçenekler arasında anlaşmanın tamamen askıya alınması (ki bu pek olası değil) ya da serbest ticaret, araştırma, teknoloji, kültür ve siyasi diyalogla ilgili bazı hükümlerin kısmen askıya alınması yer alıyor.

Bazı seçenekler 27 üye ülkenin tamamının oy birliğiyle desteğini gerektirirken, diğerleri nitelikli çoğunluk, yani blok nüfusunun en az yüzde 65'ini temsil eden ülkelerin en az yüzde 55'inin desteğini gerektirecek. Anlaşmanın ticari yönlerinin askıya alınmasına ilişkin herhangi bir karar Avrupa Komisyonu'nun elinde olacak ve diplomatlar burada da bir anlaşmaya varmanın zor olacağını söylüyor.

Temmuz'a kadar harekete geçilmeyecek

İncelemenin yayınlanması ile Pazartesi günkü toplantı arasındaki kısa zamanlama göz önüne alındığında, dışişleri bakanları Temmuz ayında yeniden bir araya gelene kadar somut bir adım atılması beklenmiyor.

Üst düzey bir diplomat, 17 kişilik grubun bir sonraki adımlar konusunda birlik olup olmayacağını tahmin etmenin "zor" olduğunu, ancak bulguların savaşın parçaladığı şeritteki insani acıyı hafifletmek için İsrail üzerindeki "baskıyı arttırmaya" yardımcı olacağını umduğunu söyledi.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan diplomat, "Görmek istediğimiz üç önemli nokta var," dedi ve şöyle devam etti:

"Birincisi, insani ablukanın tam olarak ve derhal sona erdirilmesi. İkincisi, tüm rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir ateşkes yönünde anlamlı adımlar atılması. Üçüncü olarak da iki devletli çözümü zorlaştıracak adımların atılmamasını istiyoruz."

Değerlendirme, Pazartesi günü dışişleri bakanlarının bir araya geleceği toplantıda da gündemin üst sıralarında yer alacak olan İsrail ile İran arasındaki askeri gerilimin tırmandığı bir döneme denk geldi. İran'la ilgili tartışmanın Gazze'yle ilgili müzakereleri nasıl etkileyeceği henüz belli değil.

Başka bir ülkeden bir diplomat ise İran'ı kastederek "başka bir yere bakmak" yerine siyasi dikkati Gazze üzerinde tutmanın "kritik" olduğunu söyledi.

Diplomat, "Rapor tahmin ettiğimiz kadar ileri giderse, kaç üye ülke hala hiçbir şey yapmamaya ve her zamanki gibi iş olduğunu söylemeye devam etmeye istekli olacak? Bu üye devletler eylemsizliklerini gerekçelendirmek zorunda kalacaklar," dedi.

Ancak aciliyet duygusu eşit derecede paylaşılmıyor. Bazı başkentler AB'nin Tel Aviv ile ilişkilerini kesmek yerine açık tutmaya odaklanması gerektiğinde ısrar ediyor.

Üçüncü bir diplomat ise "Bizim için önemli olan İsrail ile iyi bir iletişim düzeyini korumak. Ortaklık Anlaşmasını olduğu gibi muhafaza etmek istiyoruz. Birçoğumuz için İsrail ile ticaret önemli ve kapıları kapatmak istemiyoruz," yorumunu yaptı.

Dördüncü bir diplomat ise şunları söyledi: "İnsani durumun çok kötü olduğunun farkındayız (ama) anlaşmayı askıya alsak bile dramatik olmaktan çıkmayacak."

İnceleme, Belçika'nın Finlandiya, İrlanda, Lüksemburg, Polonya, Portekiz, Slovenya, İspanya ve İsveç ile birlikte Avrupa Komisyonu'ndan "İşgal Altındaki Filistin Toprakları'ndaki yasa dışı yerleşimlerle bağlantılı mal ve hizmet ticaretinin uluslararası hukukla nasıl uyumlu hale getirilebileceğini" incelemesini istemesinden bir gün sonra geldi.

euronews

LMLM

LM