Temizlik, güvenlik ve yemek hizmetlerinde çalışan bin Avrupalı işçi, 2 trilyon euroluk kamu alımları piyasasının iyi çalışma koşulları ve çevresel hedefleri finanse etmesi talebiyle Brüksel'de protesto gösterisi düzenledi.
1 Ekim Salı günü dokuz Avrupa Birliği (AB) üye ülkesinden yaklaşık 1000 temizlikçi, güvenlik görevlisi ve yemek servisi çalışanı Brüksel'de bir araya gelerek adil çalışma koşulları ve AB'nin kamu alımları kriterlerinde reform yapılması çağrısında bulundu.
Avrupa'nın kalbi Brüksel'de sendika bayrakları taşıyan işçiler düşük ücretlerden, aşırı iş yükünden ve yaptıkları işin profesyonel olarak tanınmamasından şikayet ediyor.
Avrupa Parlamentosu'nda Salı günü milletvekilleriyle bir araya gelen bir temizlik görevlisi "Çalışma koşulları gittikçe kötüleşiyor. Eskiden belli bir işi yapmak için üç saatim vardı, bugün ise aynı miktarda iş için sadece bir saatim var" ifadelerini kullandı.
Bazı işçiler bugün Brüksel'deki Charleroi havaalanında greve giderek Brüksel'in ana havaalanlarından uçuşları aksatırken, Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerden gelen diğer işçiler de AB politika yapıcılarına yeni mevzuat için baskı yapmak üzere Avrupa kurumlarının genel merkezi önünde toplandı.
Hizmet sektörü çalışanları, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e, AB'deki kamu otoritelerinin iş, mal ve hizmet sağlamak üzere özel şirketlerle sözleşme yapmak için kullandıkları kamu alımlarına ilişkin kuralları acilen gözden geçirmesi çağrısı yaptı.
Hizmet sektörü çalışanlarının sendikası UNI Europa'nın bölge sekreteri Olivier Roethig, "Çözüm, kamu parasını işçilerin koşullarını iyileştirmek için bir kaldıraç olarak kullandığımızdan emin olmaktır" diyerek kamu parasının 'kötü işverenlere' gitmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Von der Leyen, Avrupa Komisyonu üyesi Stephane Sejourne'yi, AB'deki kamu makamlarının her yıl gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yaklaşık yüzde 14'ünü (yaklaşık 2 trilyon euro) enerji, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi çeşitli sektörlerde mal ve hizmet satın almak için nasıl harcadığını düzenleyen AB'nin kamu satın alımları kıstaslarını gözden geçirmekle görevlendirdi.
Sejourne'nin hayati teknolojiler için arz güvenliğini sağlamak ve Avrupa ürünlerinin tercih edilmesini sağlamak üzere 'kuralları basitleştirmesi' ve 'idari yükleri azaltması' gerekecek. Kendisine verilen görev mektubunda ise sürdürülebilirlik ya da sosyal boyutlardan hiç bahsedilmedi.
Avrupa Parlamentosu Üyesi Li Andersson (Finlandiya/Sol) Euronews'e yaptığı açıklamada, "[Von der Leyen] bunları nasıl değiştirmek istediğini söylemedi ve bu nedenle burada bir gösteri yapmanın ve direktifteki sosyal kriterleri nasıl güçlendirebileceğimize dair somut önerilerde bulunmanın mükemmel bir zamanlama olduğunu düşünüyorum" dedi.
AB denetçileri 2014 reformunun etkisiz olduğu sonucuna vardı
Avrupa Sayıştayı (ECA) tarafından yapılan son analize göre, AB'nin kamu alımları piyasası son on yılda daha az rekabetçi hale geldi. Bunun nedeni olarak da ihalelerin çoğunun hala en düşük teklifi verene verilmesi ve paranın değerinden ziyade maliyete odaklanılması olduğu belirtildi.
Mevcut en son rakamlar, sekiz üye devlette ihalelerin yüzde 80'inden fazlasının en düşük teklifi verene verildiğini gösteriyor.
Buna ek olarak, 2011 ve 2021 yılları arasında prosedür başına teklif verenlerin sayısı ortalama 5,7'den 3,2'ye düştü. Aynı zamanda mevcut ihale prosedürlerinin tamamlanma süresi 62,5 günden ortalama 96,4 güne çıktı.
AB denetçileri, Avrupa Birliği'nin bu sorunları ele almak üzere 2014 yılında kuralları yeniden düzenlediğini, ancak 2014 revizyonundan bu yana prosedürlerin basitleştirilmediğini, küçük ve orta ölçekli işletmelerin erişiminin iyileştirilmediğini, yenilikçi ve sosyal hususların sadece sınırlı ölçüde dikkate alındığını belirtti.
Sektör grubu BusinessEurope'a göre kamu alımları piyasasındaki mevcut sorunlar, kuralların etkin bir şekilde uygulanmamasından kaynaklanıyor. Ayrıca sendikaların görüşünün aksine, çerçevenin revize edilmesi uygun bir çözüm olarak görülmüyor.
euronews