Kemer sıkma tartışmalarının siyasi krize döndüğü Fransa'da 9 Eylül'de başbakan olarak atanan Sebastien Lecornu görevde daha bir ayı dolduramadan istifa etti.
Fransa'nın yeni Başbakanı Sebastien Lecornu, yeni kabinesini açıkladıktan saatler sonra istifa etti. Lecornu başbakanlık koltuğuna oturalı henüz bir ay bile olmamıştı.
Müttefikleri ve rakiplerinden kabinesine destek bulamayan Lecornu'nun istifası Fransa siyaseti için benzeri görülmemiş bir durum yarattı. İstifa haberinin ardından Fransız borsası hızla değer kaybetti, euro diğer para birimleri karşısında geriledi.
Yatırımcıların Fransa'nın kredi riskine dair algısını gösteren önemli bir ölçüt olan, Fransız tahvilleri ile Alman tahvilleri arasındaki fark da son dokuz ayın en yüksek seviyesine ulaştı ve 89 baz puana yükseldi. Fark önceki gün 81 baz puan seviyesindeydi.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yakın müttefiki ve eski Savunma Bakanı Lecornu yeni kabine üyelerini dün açıklamış, Fransız bakanlar ilk kez bugün öğleden sonra toplanma kararı almıştı.
Yeni kabine üyeleri arasında dışişleri, içişleri, adalet ve kültür bakanlıkları gibi kritik pozisyonlarda önceki kabinede yer alan isimlerin koltuklarını koruduğunu görülürken; sol partili vekiller, oy oranı düşen Macron'un kendisine yakın isimlerle çalışmaya devam etmekte ısrar ettiği ve uzlaşmayı reddettiği eleştirisinde bulundu.
Reuters'a göre bakan olarak atanan bazı isimler ise "fazla sağcı" veya "yeterince sağcı olmamakla" eleştirildi, ne meclisteki muhalifleri ne de Macron'un destekçilerini memnun etti.
En kısa ömürlü başbakan
Tepkilerin ardından Lecornu'nun bu sabah istifasını Macron'a bildirdiği açıklandı. Elysee Sarayı Cumhurbaşkanı'nın istifayı kabul ettiğini duyurdu.
İstifasının ardından parlamentoda temsil edilen siyasi partileri uzlaşmaya yanaşmamakla suçlayan Başbakan, her partinin bir diğerine tüm programını dayatmaya çalıştığını savundu. Hiçbir siyasi grubun çoğunluğa sahip olmadığı koşullarda bunun yapılamayacağını, tarafların uzlaşıya açık olmaları gerektiğini belirten Lecornu, "Partinize değil, ülkenize öncelik vermelisiniz" dedi.
Sadece 27 gün ile modern Fransa tarihinin en kısa ömürlü başbakanı olan Lecornu, muhalefeti kendi seçim bildirgelerine sıkı sıkıya bağlı kalmakla, müttefikleri arasındaki bazı kişileri ise cumhurbaşkanlığı hırslarına odaklanmakla suçladı. Fransa'da gelecek yıl cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması öngörülüyor.
Fransız siyaseti neden kriz yaşıyor?
Lecornu'nun istifasının ardından Macron yeni bir ismi başbakan olarak görevlendirmeyi deneyebilir veya erken seçim kararı alabilir. Ancak seçime gidilmesi halinde aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen'in Ulusal Birlik (RN) partisinin mecliste gücünü artırmasından endişe ediliyor.
Öte yandan muhalefet Macron'a istifa baskısı da yapıyor. Özellikle RN lideri Marine Le Pen seçim ve istifa beklentisini ısrarla dile getiriyor. Macron ise görev süresi 2027 Mayıs'ına kadar devam ettiği için bu seçeneğe şu ana dek kapıyı kapalı tutuyor.
Fransız siyaseti Macron'un yeniden cumhurbaşkanı seçildiği 2022'den bu yana istikrarsızlık içinde. Macron'un geçen yıl ani bir kararla ülkeyi erken parlamento seçimlerine götürmesi krizi daha da derinleştirdi ve sonuçta daha da parçalanmış bir meclis ortaya çıktı.
Lecornu, Macron'un son iki yılda atadığı beşinci başbakan olmuştu. Lecornu'nun selefleri Francois Bayrou ve Michel Barnier, kemer sıkma politikası nedeniyle yaşanan kriz yüzünden koltuklarını kaybetmişlerdi.
Fransa'da merkeziyetçi, güçlü bir cumhurbaşkanlığı modeline dayanan ve "Beşinci Cumhuriyet" olarak adlandırılan mevcut yönetim sistemi 1958 yılında yürürlüğe girdi. Bu sistemde şimdiki gibi krizler daha önce çok nadir yaşandı.
Fransa'daki siyasi krizin temelinde, bütçede nasıl ve ne kadar tasarruf yapılacağına dair tartışmalar yatıyor. Geçtiğimiz hafta açıklanan resmi verilere göre, Fransa'nın kamu borcu rekor seviyeye ulaştı. Fransa hâlihazırda Avrupa Birliği içinde Yunanistan ve İtalya'dan sonra gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranla en borçlu üçüncü ülke konumunda.
Reuters,AFP,dpa / MUK,JD,TY
DW

















