İsrail'in Gazze'ye tüm mal ve malzeme girişini durdurma kararı almasının ardından yardım taşıyan kamyonlar Pazar günü Mısır'a geri gönderildi.
İsrail, ABD, Katar ve Mısır'ın arabuluculuğunda sağlanan kırılgan ateşkesin uzatılmaması halinde Hamas için "ek sonuçlar" doğuracağı uyarısında bulunarak Gazze'ye tüm gıda ve diğer malzemelerin girişini durdurma kararının ardından sert eleştirilere maruz kaldı.
Kahire ve Doha, İsrail'i açlığı bir "silah olarak kullanarak" uluslararası insancıl hukuku ihlal etmekle suçladı.
Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdelatty tüm tarafları anlaşmanın kendilerine düşen kısmını yerine getirmeye ve 19 Ocak'ta yürürlüğe giren anlaşmanın şartlarına saygı göstermeye çağırdı. Üç aşamalı anlaşmanın ilk aşaması günler önce sona erdi ancak ikinci aşamanın sürdürülmesi konusunda iki taraf arasında herhangi bir anlaşma yapılmadı.
"Söylediğim gibi ikinci aşama ile ilgili olarak, her iki taraf da yükümlülüklerini yerine getirmeli. Bir anlaşma imzalandı, bu anlaşma uygulanmalı ve yardımın tam akışını içermeli," diyen Abdelatty, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsani yardımın bir toplu cezalandırma ve aç bırakma silahı olarak kullanılmasına izin verilmemeli. Bu tamamen kabul edilemez ve uluslararası insancıl hukukun açık ve bariz bir ihlalidir."
Ateşkesin insani yardımın artırılmasını içeren ilk aşama cumartesi günü sona ermişti. İkinci aşama kapsamında Hamas, İsrail ordusunun Gazze'den tamamen çekilmesi ve kalıcı bir ateşkes karşılığında kalan onlarca rehineyi serbest bırakacak.
İkinci aşama için müzakerelerin bir ay önce başlaması gerekiyordu ancak henüz başlamadı.
İsrail, ABD'nin yeni önerisinin ilk aşamanın kutsal Ramazan ayı ve 20 Nisan'da sona erecek olan Yahudi Hamursuz Bayramı'na kadar uzatılmasını öngördüğünü belirtiyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff tarafından ortaya atılan Washington'un önerisinin geçici ateşkesi 50 gün uzatacağını belirtti.
Ayrıca Gazze'de Hamas'ın elinde bulunan rehinelerin yarısının derhal serbest bırakılması, diğer yarısının ise kalıcı bir ateşkes için anlaşmaya varılması koşuluyla daha sonra serbest bırakılması öngörülüyor.
Hamas, ilk aşamanın sona ermesinden saatler sonra İsrail'i ateşkesi bozmaya çalışmakla suçladı ve yardımı kesme kararını "ucuz bir gasp, savaş suçu ve bariz bir saldırı" olarak nitelendirdi.
Grup ayrıca, İsrail'e anlaşmanın ikinci aşamasını başlatmak için bir teklif sunduklarını ve yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ifade etti.
Netanyahu ise Hamas'ın kalıcı bir ateşkes için öne sürdüğü pozisyonların "tamamen kabul edilemez" olduğunu öne sürdü. Ayrıca İsrail'in Gazze'ye mal ve yardım akışını engelleme kararının Hamas'ın sivillere yönelik malzemeleri çalmasından kaynaklandığını iddia etti.
"Bunu yaptık çünkü Hamas malzemeleri çalıyor ve Gazze halkının bunları almasını engelliyor. Bu malzemeleri doğrudan İsrail'i ve sivillerimizi hedef alan terör makinesini finanse etmek için kullanıyor ve bunu kabul edemeyiz," dedi.
BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi gibi pek çok uluslararası örgüt İsrail'in kararını kınayarak, Netanyahu hükümetini uluslararası insani yasaları hiçe saymakla suçladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tüm tarafları Gazze'de çatışmaların yeniden başlamasını ve kan dökülmesini önlemek için her türlü çabayı göstermeye çağırdı. Guterres ayrıca İsrail'e bölgeye yardım akışını derhal yeniden başlatması ve Hamas'a da kalan tüm rehineleri serbest bırakması çağrısında bulundu.
Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, Gazze Şeridi'ndeki savaşta şu ana kadar 48.000'den fazla Filistinli hayatını kaybetti. Ölenlerin yarısından fazlasını kadın ve çocuklar oluşturuyor.
İsrail'in bombardımanı Gazze'nin büyük bölümünü harabeye çevirdi. BM, bölge altyapısının ve binalarının yaklaşık yüzde 60'ının tahrip edildiğini tahmin ediyor.
Gazze'deki savaş, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güneyine bir saldırı başlatmasının ardından alevlendi. Bu eşi benzeri görülmemiş saldırıda yaklaşık 1.200 kişi yaşamını yitirdi ve 250'den fazla rehine Gazze'ye geri götürüldü.
euronews