Yunanistan
Giriş Tarihi : 10-05-2025 10:56

Rapor: Yunanistan'da basın özgürlüğü 'daha da kötüye gidiyor'

Rapor: Yunanistan'da basın özgürlüğü 'daha da kötüye gidiyor'

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün hukukun üstünlüğü üzerine cuma günü yayınlanan yeni raporu, Yunanistan gerçeğine dikkat çekilmesi için Avrupa Komisyon'una sesleniyor.

Yunanistan'da hukukun üstünlüğüne ilişkin raporun başlığı her şeyi anlatıyor: "Kötüden daha kötüye". İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Yunanistan'da hukukun üstünlüğünün durumunu böyle tanımlıyor.

Kişisel tanıklıklara dayanan 101 sayfalık rapor, "eleştirel haberciliğin engellendiği ve oto-sansürün norm haline geldiği" bir ortam yaratan "yaygın ve kasıtlı kısıtlamaları" belgeliyor.

Gözlemevi ayrıca "gazetecilerin devlet gözetimi, hükümet yanlısı aktörlerin taciz ve tehditleri ile siyasetçilerin demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü tehdit eden kötü niyetli mahkeme başvurularıyla karşı karşıya olduğunu" belirtiyor.

Bu nedenle HRW, Avrupa Birliği'ne (AB) durumu yakından izlemelerini, Yunanistan'da medya özgürlüğü açısından gerçek bir ilerleme kaydedilmesini ve temel demokratik değerlerin korunmasını sağlamalarını tavsiye ediyor.

Bu, Yunanistan'da hukukun üstünlüğünün durumuna ilişkin birkaç gün içinde yayınlanan ikinci olumsuz rapor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RWF) raporu da 2 Mayıs Cuma günü yayınlanmış ve ülkede hararetli bir siyasi tartışmaya yol açtı.

Hükümet sözcüsü Pavlos Marinakis, "Tüm AB ülkelerindeki basın özgürlüğüne ilişkin tek gerçek, her yıl Avrupa Komisyonu'nun medya ve basın özgürlüğüne ilişkin özel bir bölüm içeren Yıllık Hukukun Üstünlüğü Raporu'dur," demişti.

Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), merkezi New York'ta bulunan ve dünyanın her köşesinde insan hakları konusunda araştırma ve savunuculuk yapan uluslararası bir sivil toplum kuruluşu. Burada uzmanlar, avukatlar ve gazetecilerden oluşan 70'ten fazla milletten yaklaşık 550 kişi, savunmasız azınlıklar ve savaş bölgelerindeki sivillerden mültecilere ve yardıma muhtaç çocuklara kadar risk altındaki insanları korumak için mücadele ediyor.

Bağımsızlığını sağlamak için de HRW hükümet fonlarını reddederek, politikaları, misyonu ve değerleriyle tutarlı olduklarından emin olmak için tüm bağışları dikkatle inceliyor. Hatta kurum 1997 yılında, Kara Mayınlarının Yasaklanması için Uluslararası Kampanya'nın kurucu üyesi olarak Nobel Barış Ödülü'nü paylaşmıştı.

Kişisel tanıklıklar

İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yayınladığı raporda "Yunan hükümetinin demokrasi ve hukukun üstünlüğünü tehdit eden eylem ve ihmalleri sonucunda" bir medya özgürlüğü kriziyle karşı karşıya kalındığını belirtti.

Rapor, çeşitli medya kuruluşlarından 26 gazetecinin yanı sıra akademisyenler, avukatlar ve medya uzmanlarıyla yapılan görüşmelere dayanıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü yazılı basın, elektronik medya, televizyon ve radyo mecraları olmak üzere kamu, özel veya bağımsız medyada çalışan gazeteciler, yabancı muhabirler ve serbest çalışanlarla görüştü. Raporlar ve diğer belgeler de incelendi ve ilgili kurumlarla temas da kuruldu.

22 gazeteci, giderek daha düşmanca bir ortama maruz kaldıklarını belirtirken, 6 kişi de üst düzey hükümet yetkilileri tarafından haberleriyle ilgili tacize uğradıklarını dile getirdi.

Raporun yazarları, "Misilleme korkusu var. Çok az gazeteci haber yapmaya istekli," diyor.

Bağımsız bir yabancı muhabir ise şunları söyledi: "Şu sıralar ülkeyi terk etmeyi düşünüyorum. Gerçekten öyle. Kendimi bu düzeyde bir strese maruz bırakmakta anlam göremiyorum. Haberler önemli ama şiddet seviyesi daha da kötüleşmiş görünüyor."

Büyük bir Yunan özel televizyon kanalında 25 yılı aşkın deneyime sahip bir gazeteci de şunları ekledi: "Televizyonda ne söylediğiniz o kadar sıkı kontrol ediliyor ki, hiçbir özgürlüğünüz yok. Kontrol yüksek mevkilerde bulunanlar tarafından yapılıyor. Her şey kontrol ediliyor. Ne söylediğiniz, nasıl söylediğiniz."

İnsan Hakları İzleme Örgütü, araştırmasının bulgularını hükümetle, ilgili makamlarla ve medyayla paylaştı ve onların verdiği yanıtlar da raporda özetlendi.

Raporda, "Hükümet medya özgürlüğünü geliştirmeye yönelik bazı girişimler belirlemiş olsa da, bu eylemlerin anlamlı bir değişime yol açıp açmayacağı belli değil. Hükümetin genel yanıtı büyük ölçüde statükoyu destekliyor ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün belgelediği sorunların ciddiyetini küçümsüyor," ifadeleri yer aldı.

Raporda ayrıca Başbakan Kyriakos Mitsotakis'in Avrupa Parlamentosu'nun kararını reddetmesine ve ülkede hukukun üstünlüğünün "her zamankinden daha güçlü" olduğu yönündeki sözlerine de yer verildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, "Yunan hükümetinin Avrupa Parlamentosu'nun meşru eleştirilerine verdiği umursamaz yanıt, Avrupa Komisyonu'nun daha güçlü adımlar atması gerektiğini gösteriyor," dedi.

"Özellikle Komisyon ve bir bütün olarak AB durumu yakından izlemeli ve Yunanistan'da medya özgürlüğü konusunda gerçek bir ilerleme kaydedilmesini ve temel demokratik değerlere saygı gösterilmesini sağlamalıdır."

euronews

AdminAdmin