Sol grup, saldırının nedenine ilişkin olarak 2023 yılında yaşanan büyük tren faciasına işaret etti. 28 Şubat 2023’te Larisa kenti yakınlarındaki Tempi bölgesinde, yolcu ve yük trenlerinin kafa kafaya çarpışması sonucu 57 kişi yaşamını yitirmişti.
Yunanistan polisi, geçen hafta Atina’da demiryolu işletmecisi Hellenic Train’e yönelik bombalı saldırının ardından, ülkede yeniden ortaya çıktığı düşünülen silahlı bir şehir gerillası yapılanmasını soruşturuyor.
Terörle mücadele birimi, 'Devrimci Sınıf Özsavunması' adını taşıyan ve daha önce bilinmeyen bir grubun üstlendiği saldırının, daha geniş çaplı bir örgütsel yapının parçası olabileceğinden şüpheleniyor.
Söz konusu patlama, 11 Nisan’da Hellenic Train’in tesislerine yönelik olarak gerçekleştirildi. Patlama sonucu hafif çaplı maddi hasar meydana geldi, ancak önceden yapılan telefon ihbarları sayesinde polis bölgeyi tahliye etti ve olayda can kaybı ya da yaralanma yaşanmadı.
2023’teki tren faciasının 'intikamı'
Grup, saldırının nedenine ilişkin olarak 2023 yılında yaşanan büyük tren faciasına işaret etti. 28 Şubat 2023’te Larisa kenti yakınlarındaki Tempi bölgesinde, yolcu ve yük trenlerinin kafa kafaya çarpışması sonucu 57 kişi yaşamını yitirmişti.
Kurbanların çoğu üniversite öğrencisiydi. Kazanın ardından Yunanistan genelinde öfke seli büyümüş, kamuoyunda altyapı ihmalleri ve yetersiz sinyalizasyon sistemleri nedeniyle hükümet büyük tepki toplamıştı.
Facianın ardından demiryolu çalışanları ve kamu görevlileri sık sık greve giderken, 'Bu bir kaza değil, cinayet' sloganı ülkenin dört bir yanında yankılandı.
Protestolar, özelleştirilen demiryolu sisteminin kâr odaklı yönetiminin halk güvenliğini tehlikeye attığı eleştirisini gündeme taşıdı. O dönemde gündeme gelen pek çok sorun hâlâ çözülebilmiş değil; dolayısıyla toplumsal tepkiler güncelliğini koruyor.
Yeni isimler, eski izler
Devrimci Sınıf Özsavunması, Hellenic Train’e yönelik saldırının yanı sıra, 3 Şubat 2024’te Atina’daki Çalışma Bakanlığı binasının karşısında gerçekleştirilen bombalı saldırının sorumluluğunu da üstlenmişti.
Bu patlamada da kimse yaralanmadı, ancak bakanlığın iki katının camları kırıldı. Grup, her iki saldırının da, 'devletin özelleştirme politikaları ve işçi sınıfına yönelik sistematik ihmaline' bir yanıt olduğunu açıkladı.
Ancak güvenlik kaynaklarına göre, bu saldırılar görünüşte farklı isimlerle faaliyet gösteren ama aynı yapının parçası olan grupların işi olabilir. Polis, özellikle Aralık 2023’te Atina’daki çevik kuvvet karargâhının önüne yerleştirilen ve patlamayan bir bombaya dikkat çekiyor. O eylemin sorumluluğunu 'Silahlı Proleter Adalet' adlı başka bir yeni grup üstlenmişti.
Yetkililere göre her üç saldırı – çevik kuvvet karargâhı, Çalışma Bakanlığı ve Hellenic Train – benzer şekilde planlandı, aynı tür patlayıcılar kullanıldı ve eylem sonrası benzer ihbar mekanizmaları devreye sokuldu. Ayrıca Aralık ayında yapılan ihbar çağrısı, daha önce 2018’de Skai TV ve Kathimerini gazetesinin bulunduğu binaya yönelik bombalı saldırının ardından yapılan çağrıyla aynı cep telefonu numarasından gerçekleştirilmişti. O 2018 saldırısını ise 'Halkın Savaşçıları Grubu' üstlenmişti.
Polis ayrıca çevik kuvvet karargâhına yönelik başarısız saldırının, Aralık 2023'te çıkan sokak olaylarında bir polisin işaret fişeğiyle ağır yaralanıp hayatını kaybetmesiyle bağlantılı olabileceğini değerlendiriyor. O gece gözaltına alınan 424 kişiden bazılarının silahlı örgütlerle ilişkili olduğuna dair bulgular mevcut olduğu iddia ediliyor.
Kent gerillası sahneye geri mi dönüyor?
Yunanistan'da 1970’lerden bu yana sol görüşlü ve anarşist gruplar tarafından gerçekleştirilen siyasi şiddet eylemleri oldukça yaygın. Gruplar, bu eylemlerin devlet şiddetine karşı 'özsavunma' olarak yapıldığını söylüyor.
Ancak bu tür silahlı saldırılar 2018’den bu yana büyük ölçüde azalmıştı. Son aylarda ise kent gerillası taktikleriyle yapılan saldırıların yeniden artması, güvenlik birimlerini alarma geçirdi. Polis, görünürde yeni isimlerle sahneye çıkan bu grupların, geçmişteki sol militan yapılarla organik bağlarını araştırıyor.
Yunan kamuoyunda ise tepkiler ikiye bölünmüş durumda. Bir yanda şiddeti kesin olarak reddeden ve saldırıların demokratik sürece zarar verdiğini düşünen kesim, diğer yandaysa bu tür eylemlerin sistemin halkın hayatını hiçe sayan uygulamalarına karşı “bir çeşit uyarı” olarak görülmesi gerektiğini savunan görüşler var.
Polis soruşturması sürerken, son gelişmeler Yunanistan’da siyasi şiddetin yeniden tırmanabileceğine dair ciddi endişeleri de beraberinde getiriyor.
euronews
