Trump’ın Tahran'a yönelik açılımının, İran’ın ezeli rakibi ve ABD’nin müttefiki İsrail tarafından nasıl karşılanacağı belirsizliğini koruyor.
ABD Başkanı Donald Trump, İran’la bir nükleer anlaşma müzakere etmek istediğini belirterek bu hafta Tahran’a bir mektup gönderdi. Trump, Batı’nın nükleer silah üretme kapasitesine hızla yaklaştığından endişe duyduğu İran’a görüşme çağrısında bulundu.
“Umarım müzakere edersiniz, çünkü bu İran için çok daha iyi olur,” diyen Trump, Fox Business Network’e verdiği röportajda, “Bence bu mektubu almak isteyecekler. Diğer seçenek ise bir şeyler yapmak zorunda kalmamız, çünkü bir nükleer silaha daha izin veremeyiz,” dedi.
İran’ın New York’taki Birleşmiş Milletler misyonu söz konusu mektubun henüz kendilerine ulaşmadığını açıkladı. İran Dışişleri Bakanlığı’ndan ise Trump’ın açıklamalarına ilişkin resmi bir yanıt gelmedi. İran’ın üst düzey güvenlik birimleriyle bağlantılı olan Nour News ise Trump’ın mektubunu 'Washington’un tekrar eden bir gösterisi' olarak nitelendirdi.
Trump’a mektubu İran’ın Batı karşıtı dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e gönderip göndermediği sorulduğunda, “Evet,” yanıtını verdi. “İran’ı iki şekilde ele alabilirsiniz: Ya askeri yollarla ya da bir anlaşma yaparak. Ben bir anlaşma yapmayı tercih ederim çünkü İran’a zarar vermek istemiyorum. Onlar harika insanlar,” dedi.
Trump, perşembe günü gerçekleştirilen röportajda, mektubu çarşamba günü gönderdiğini belirtti.
Batı’nın İran kaygısı ve Rusya’nın arabuluculuk teklifi
Batılı yetkililer, nükleer silaha sahip bir İran’ın İsrail’i, Körfez’deki Arap petrol üreticilerini tehdit edebileceğinden ve bölgesel bir silahlanma yarışı başlatabileceğinden endişe ediyor. İran ise nükleer silah üretme niyetinde olmadığını savunuyor.
Trump, Ocak ayında ikinci kez göreve geldiğinden bu yana ABD’nin dış politikasını kökten değiştirdi. Rusya’ya daha uzlaşmacı bir yaklaşım sergileyerek Batılı müttefiklerini tedirgin etti ve Moskova’nın üç yıldır süren Ukrayna savaşını sona erdirmek için müzakereler yürütmeye başladı.
2018’de Trump, İran’ın nükleer silah geliştirmesini önlemeyi amaçlayan çok taraflı nükleer anlaşmadan çekilmişti. Geçen ay ise İran’a yönelik 'maksimum baskı' kampanyasını yeniden başlattı ve İran’ın petrol ihracatını sıfıra indirmeyi hedefledi. Ancak aynı zamanda Tahran ile bir anlaşma yapmak istediğini de vurguladı.
Trump’ın İran’a yönelik açılımının, İran’ın ezeli rakibi ve ABD’nin müttefiki İsrail tarafından nasıl karşılanacağı belirsizliğini koruyor. Geçtiğimiz nisan ve ekim aylarında İran ve İsrail birbirlerine karşı askeri operasyonlar düzenlemişti. İsrail Başbakanlık Ofisi, Trump’ın İran’a gönderdiği mektupla ilgili yorum yapmadı.
Bu arada Rusya, ABD ile İran arasındaki gerilimi yatıştırmak için arabuluculuk teklif etti. Kremlin, İran’ın nükleer programıyla ilgili barışçıl bir çözüm bulmak için elinden geleni yapacağını açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Cuma günü Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov’un, İran’ın Moskova Büyükelçisi Kazım Celali ile görüştüğünü duyurdu.
Ayrıca, son bir yıl içinde üst düzey Rus füze uzmanlarının İran’ı ziyaret ettiği ve Tahran ile Moskova’nın savunma işbirliğini derinleştirdiği tespit edildi.
Yaptırımlar ve diplomasi
Trump’ın 2018’de nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından İran, 2015’te varılan ve kendisine yönelik yaptırımların kaldırılmasını sağlayan anlaşmadaki taahhütlerinden uzaklaşmaya başladı.
Ocak ayında göreve gelir gelmez Trump, BM Büyükelçisine İran’a yönelik uluslararası yaptırımları yeniden yürürlüğe sokma konusunda müttefiklerle birlikte çalışması talimatını verdi.
Geçtiğimiz aralık ayında İngiltere, Fransa ve Almanya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne, İran’ın nükleer silah edinmesini önlemek için gerekli görülmesi halinde uluslararası yaptırımları yeniden devreye sokmaya hazır olduklarını bildirdi.
Bu, bir ABD başkanının İran liderleriyle ilk defa doğrudan temas kurması değil. İran yasalarına göre, dış politika ve nükleer program gibi kritik konularda son kararı İran Cumhurbaşkanı değil, dini lider Hamaney veriyor.
Eski ABD Başkanı Barack Obama da 2009’da göreve geldiğinde, İran’ın nükleer programına yönelik endişeleri gidermeye yönelik doğrudan diplomasi teklif etmişti. Obama, 2009 ve 2012 yıllarında Hamaney’e doğrudan mektuplar yazmıştı. 2014 yılında İranlı yetkililer, Tahran’ın Obama’nın önceki mektuplarına yanıt verdiğini kabul etmiş, ancak bu yanıtların kim tarafından yazıldığı netleşmemişti.
2013 yılında İran, dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Obama ile mektuplaştığını doğrulamış ve böylece iki ülke liderleri arasında nadir görülen bir temas gerçekleşmişti.
ABD ile İran, 1980 yılında diplomatik ilişkilerini kesmişti. Bu karar, İranlı öğrenciler ve İslamcı militanların Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’ni basarak Amerikalı diplomatları rehin almasının ardından alınmıştı.
Trump’ın Fox News’te yayınlanacak olan tam röportajı, hafta sonu “Sunday Morning Futures” programında yayınlanacak.
İran, ABD Başkanı Donald Trump'tan mektup aldığını yalanlarken, Washington'un Tahran'a uyguladığı yaptırımlar devam ettiği sürece nükleer müzakere ihtimalini de reddetti.
ABD Başkanı Donald Trump İran dini lideri Ali Hamaney'e bir mektup göndererek Tahran'ın hızla ilerleyen nükleer programını dizginlemek için yeni bir nükleer anlaşma yapılmasını istedi.
Trump, görevdeki ilk döneminde ABD'yi çekmiş olduğu anlaşmanın yerine Tahran'la yeni bir anlaşma yapmak istiyor.
ABD medya kuruluşlarına verdiği bir röportajda Trump, barışçıl bir yaklaşım benimsemeyi ve güce başvurmak zorunda kalmadan diplomatik bir anlaşmaya varmayı tercih ettiğini vurguladı. Ayrıca "çok yakında" sonuç beklediğini de ima etti.
Trump, "Umarım bir barış anlaşması yapabiliriz, güçten ya da zayıflıktan bahsetmiyorum. Sadece diğerini görmektense bir barış anlaşması görmeyi tercih edeceğimi söylüyorum. Ama diğeri sorunu çözecektir," dedi.
Hem ABD hem de İsrail, İran'ın nükleer silah edinmesine asla izin vermeyecekleri konusunda uyarıda bulunurken, Tahran'ın uranyumu sadece nükleer silah sahibi ülkelerin yapabildiği silah seviyesine yakın düzeyde zenginleştirmesi askeri bir çatışma korkusuna yol açıyor.
Trump Tahran'a bir mektup yazdığını ve Hamaney' müzakere edeceklerini umduğunu söylediğini belirtti. Trump ayrıca görüşmelere başlamamaları halinde askeri müdahale tehdidinin de masada olduğunu açıkça yazılı olarak ilettiğini sözlerine ekledi.
Trump, "Umarım müzakere edersiniz, çünkü askeri olarak müdahale etmek zorunda kalırsak bu korkunç bir şey olur," dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Trump'ın İran'a yönelik yaklaşımını memnuniyetle karşıladı. BM sözcüsü Stephane Dujarric yaptığı açıklamada, "Prensip olarak, İran'ın nükleer programının barışçıl niteliğini sağlamanın en iyi yolunun diplomasi olduğunu bir kez daha teyit ediyoruz," dedi.
Açıklamada, "Bu amaca yönelik tüm diplomatik çabaları memnuniyetle karşılıyoruz," denildi.
İran'dan yalanlama
İran, ABD başkanından mektup aldığını yalanladı ancak herhangi bir müzakereye girmeyeceklerini vurgulayarak pozisyonlarını teyit etti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, Washington'un Tahran'a yönelik ağır yaptırımlarını sürdürdüğü sürece nükleer müzakerelerin ya da iş birliğinin gerçekleşemeyeceğini belirterek bu ihtimali reddetti.
İran Dışişleri Bakanı, "Maksimum baskı politikalarını ve tehditlerini sürdürdükleri sürece ABD ile herhangi bir doğrudan müzakereye girmeyeceğiz," dedi.
Trump yönetimi, İran ekonomisini çökertmek ve hükümeti diplomatik olarak boyun eğmeye zorlamak için tasarladığı azami baskı politikasının bir parçası olarak, ülkenin petrol sektörü de dahil olmak üzere İran'a karşı yaptırımları yeniden uygulamaya koydu.
Hamaney Ağustos ayında yaptığı bir konuşmada, ABD ile görüşmelere kapı açarak "düşmanla ilişki kurmanın hiçbir zararı olmadığını" söyledi. Ancak yakın zamanda Trump'ın nükleer müzakereleri gündeme getirmesinin ardından Washington ile müzakerelerin "akıllıca ya da onurlu" olmadığını söyleyerek geri adım attı.
Hamaney'in Trump'tan gelecek bir mektubu kabul edip etmeyeceği de belli değil. 2019'da Trump'ın görevdeki ilk döneminde Japonya Başbakanı Shinzo Abe aracılığıyla gönderdiği bir mektubu kabul etmeyi reddetmişti.
Hamaney o dönemde Trump'ı kişisel olarak "herhangi bir mesaj alışverişine layık görmediğini" ve asla yanıt vermeyeceğini açıklamıştı.
euronews