Avrupa
Giriş Tarihi : 30-12-2024 11:38

Avrupa'da hava kirliliği en çok nerede ölümcül?

Avrupa'da hava kirliliği en çok nerede ölümcül?

Hava kirliliği, Avrupa'da yaklaşık 239.000 kişinin ölümüne yol açtı ancak kıtanın bazı bölgelerinde etkisi diğerlerine göre daha fazla hissediliyor.

Hava kirliliği halk sağlığını tehdit eden ölümcül bir problem olmayı sürdürürken, Avrupa'nın bazı bölgeleri diğerlerine göre çok daha yüksek risk altında.

Akciğer kanseri, kalp ve solunum yolu hastalıkları, felç, kötü doğum sonuçları ve daha fazlasıyla bağlantılı olan hava kirliliği, özellikle yaşlılar için tehlikeli olurken, 65 yaş ve üzeri yetişkinler arasında tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 4'üne neden oluyor.

2021 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ - WHO) hava kalitesi kılavuzlarını güncelleyerek yıllık azot dioksit ve toz, duman ve egzozdan çıkan is gibi ince partikül madde (PM2.5) konsantrasyonları için önerilen eşiği düşürdü.

Bu ay, Avrupa Birliği'ni (AB) 2030 yılına kadar DSÖ standartlarına yaklaştırmayı amaçlayan ve üye devletlere ince partikül madde, siyah karbon ve amonyak gibi kirleticileri izleme zorunluluğu getiren daha katı hava kalitesi kuralları yürürlüğe girdi.

Barselona Küresel Sağlık Enstitüsü'nün kentsel planlama, çevre ve sağlık girişimi direktörü Mark Nieuwenhuijsen, Euronews Health'e yaptığı açıklamada, planın "bir neslin en büyük halk sağlığı müdahalelerinden biri" olduğunu ifade etti.

Avrupa Çevre Ajansı'na göre, PM2.5'e maruz kalma 2021 yılında Avrupa'da yaklaşık 239.000 erken ölüme neden olurken, 48.000 kişi de nitrojen dioksite maruz kalmanın bir sonucu olarak hayatını kaybetti.

Şu anda tüm AB ülkeleri, DSÖ'nün tavsiye ettiği seviyelerin üzerinde nitrojen dioksit seviyeleri bildiriyor ancak bazıları hava kirliliğinden diğerlerine göre daha fazla etkileniyor.

Avrupa Komisyonu ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) yakın tarihli bir raporuna göre, Orta ve Doğu Avrupa PM2.5 ile bağlantılı en yüksek ölüm oranlarına sahip.

Kopenhag Üniversitesi'nde çevresel epidemiyoloji profesörü ve Avrupa Solunum Derneği'nin çevre ve sağlık komitesi üyesi Zorana Jovanovic Andersen Euronews Health'e yaptığı açıklamada, "Avrupa'da gördüğümüz en büyük bölünme doğu ve batı arasında [ve bu] iki bölgenin GSYİH ve sosyoekonomik geçmişleri ile büyük ölçüde örtüşüyor," dedi.

Nieuwenhuijsen'in şehir düzeyinde yaptığı araştırma, Avrupa'nın çeşitli bölgelerinin karşı karşıya olduğu farklı zorlukların altını çiziyor.

Kuzey İtalya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde PM2.5 ölüm oranlarının yüksek olduğu görülürken, bu durum çoğunlukla evleri ısıtmak için kömür yakılması ve tarım sektörü gibi konut kaynaklarından kaynaklanıyor.

Bu arada, esas olarak araç trafiği ve sanayi sektöründen kaynaklanan NO2 ölümleri, batı ve güney Avrupa'daki büyük ve başkent şehirlerinde en yüksek seviyede.

'Hava kirliliğinin düzenlenmesi gerekiyor'

Aralarında 2030 yılında hayvancılığa karbon vergisi uygulayan dünyadaki ilk ülke olabilecek Danimarka'nın da bulunduğu bazı ülkeler kirlilik seviyelerini azaltmak için adımlar atıyor.

Güncellenen AB direktifi, kirlilikle ilgili sağlık sorunları yaşayan vatandaşlara, AB hava kalitesi kurallarına uymaması halinde hükümetlerini mahkemeye verme hakkı tanıyor.

Yine de OECD ve Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, AB'nin PM2.5 kaynaklı ölümleri 2030 yılına kadar yüzde 55 oranında azaltma yolunda ilerlediği belirtilirken, hava kirliliği ve iklim değişikliği gibi çevresel risk faktörlerinin "halk sağlığına yönelik artan tehditler" olduğu ifade ediliyor.

Nieuwenhuijsen ve Andersen'e göre bunun nedeni, bilim insanlarının bugün hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileri hakkında daha fazla bilgiye sahip olması ve hava kirliliğinin insanlar için daha önce kabul edilenden daha düşük seviyelerde risk oluşturduğunun görülmesi.

Nieuwenhuijsen, "Hava kirliliği seviyelerini önemli ölçüde azaltsanız bile, sağlık üzerindeki etkilerini azaltmak her zaman o kadar mümkün değil," dedi.

Hava kirliliği Avrupa'nın karşı karşıya olduğu en önemli çevresel sağlık tehdidi olabilir ancak yeşil alanların eksikliği, gürültü kirliliği ve aşırı sıcaklar gibi insan sağlığını etkileyen diğer faktörlerle örtüşme eğiliminde.

Andersen, iklim değişikliği gibi bazı sorunların çözümünün daha zor olduğu düşünüldüğünde, sağlığı korumak adına hava kirliliğinin sınırlandırılmasının daha güçlü bir gerekçe olduğunu belirtti.

Andersen, "Hava kirliliğini azalttık ve nasıl azaltacağımızı biliyoruz ve pek çok ülke bu konuda öncülük ediyor," dedi.

"Yeni zorluklar geliyor, bu nedenle eski bir sorun olan hava kirliliğini düzenlememiz gerekiyor."

euronews

LMLM

LM