İspanya'nın Rafael Advanced Defence Systems adlı İsrailli savunma şirketinin Madrid merkezli iştiraki Pap Tecnos tarafından İspanya’da üretilmesi planlanan tanksavar füze sistemlerini satın alma anlaşmasını iptal ettiği bildirildi.
Bu karar, İsrail askeri teknolojisinden uzaklaşmayı amaçlayan bir adım olarak Savunma Bakanlığı tarafından Salı günü açıklandı.
İptal edilen anlaşma, yaklaşık 285 milyon euro değerindeki 168 adet SPIKE LR2 tanksavar füze sistemi lisansını kapsıyor.
Yerel medyada çıkan haberlere göre, sistemlerin üretimi Madrid’de bulunan ve Rafael’in bir yan kuruluşu olan Pap Tecnos tarafından yapılacaktı.
Hükümet sözcüsü Pilar Alegría, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Hedef açık… İsrail teknolojisinden tamamen kopmak,” dedi ve hükümetin “iptalin etkilerini incelediğini” belirtti.
İsrail Savunma Bakanlığı, konuyla ilgili soruları Rafael’e yönlendirdi. Rafael yorum yapmayı reddetti. Pap Tecnos da herhangi bir açıklama yapmadı.
İspanya, anlaşmayı Hamas’ın güney İsrail’e yönelik saldırısından dört gün önce, 3 Ekim 2023’te onaylamıştı. O saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişi hayatını kaybetmişti.
Hamas, 251 kişiyi rehin almıştı; şu anda bunlardan 58’i hala Gazze’de tutuluyor ve bunların 24’ten azının hayatta olduğuna inanılıyor.
İspanya’nın sol görüşlü hükümeti, 2 Ekim 2023 itibarıyla İsrail’e silah ihracatını durdurduğunu açıklamış olsa da, bazı sevkiyatların sızdığına dair haberler çıkmıştı.
Yetkililer, o dönemde İspanyol ordusunun kullandığı sistemlerin eski olduğunu ve müttefik ordular tarafından kullanılan modern versiyonlarla değiştirilmesi gerektiğini savunuyordu.
İspanya, Mayıs 2024’te Norveç ve İrlanda ile koordineli olarak Filistin devletini resmen tanıdı.
Bir ay sonra, İspanya, Güney Afrika’nın Gazze’de soykırım yaptığı gerekçesiyle İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya katılmak için başvuran ilk Avrupa ülkesi oldu. İsrail, suçlamaları şiddetle reddediyor.
Gazze’deki İsrail askeri harekâtı nedeniyle Batı’da artan bir endişe var. Hamas kontrolündeki Sağlık Bakanlığı’na göre şimdiye kadar 54.000 Filistinli hayatını kaybetti. Ancak bu sayıda militan - sivil ayrımı yapılmıyor.
Geçtiğimiz hafta İsrail Dışişleri Bakanlığı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u Gazze’deki insani durum nedeniyle İsrail’e karşı tutum alması çağrısıyla “Yahudi devletine karşı bir haçlı seferi” yürütmekle suçladı.
Bakanlık, “Ortada insani bir abluka yok. Bu apaçık bir yalan,” diyerek Gazze’ye yapılan yardım akışının İsrail kontrolünde olduğunu savundu.
“Ancak Macron, cihatçı teröristlere baskı uygulamak yerine onları bir Filistin devletiyle ödüllendirmek istiyor. Hiç şüphe yok ki onun ulusal bayramı 7 Ekim olacak,” denildi; bu, 7 Ekim 2023’teki saldırıya bir göndermeydi.
Macron, Mayıs ayı başlarında yaptığı üç saatlik televizyon röportajında, Gazze’deki insani kriz nedeniyle Avrupa’nın İsrail’e yaptırımları düşünmesi gerektiğini söylemişti. Gazze’de şu anda yüz binlerce kişinin açlıkla karşı karşıya olduğu tahmin ediliyor.
Geçtiğimiz ay İngiltere hükümeti de İsrail ile yürütülen serbest ticaret müzakerelerini askıya aldığını ve Batı Şeria’daki yerleşimlere yönelik yeni yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Bu adım, Gazze’de süren askeri harekâtla ilgili artan eleştirilerin bir parçasıydı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, mevcut ticaret anlaşmasının yürürlükte olduğunu, ancak İsrail’in “ağır hak ihlalleri içeren” politikaları nedeniyle müzakerelerin sürdürülemeyeceğini belirtti.
Bu açıklamalar, Lammy’nin 19 Mayıs’ta Macron ve Kanada Başbakanı Mark Carney ile birlikte yaptığı ortak kınamayı izledi. Bu, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’daki eylemlerine yönelik en sert müttefik eleştirilerinden biri olarak değerlendirildi.
euronews
