Josep Borrell görevden ayrılmadan önce verdiği bir röportajda, AB ülkelerini Ukrayna'yı desteklemek için 'daha fazlasını ve daha hızlısını' yapmaya çağırdı.
Avrupa Birliği'nin (AB) dış politika şefi olarak beş yıllık görev süresi sona eren Josep Borrell, Rusya'nın yayılmacılığının tüm AB için yarattığı tehlike konusunda son bir uyarıda bulundu ve son bir kez daha üye ülkelere askeri yardımlarını arttırmaları ve Ukrayna'nın Vladimir Putin'in kontrolüne geçmesini engellemeleri çağrısında bulundu.
Görev süresinin bitimine iki gün kala Euronews'in de aralarında bulunduğu bir grup medya kuruluşuna verdiği mülakatta Borrell, "Kırılma noktasına ulaştık. Artık üye devletlerin karar vermesi gereken an geldi: gidiyoruz ve destekliyoruz," dedi.
"Ruslar çok bastırıyor. Ruslar müzakere için beklemiyor. Rusya yavaş ama sürekli olarak bastırmaya devam ediyor," diye konuşan Borrell, "Cephe hattında durum iyi değil (ama) Ukraynalılar direniyor" sözlerini dile getirdi.
Borrell'in yorumları, Rus birliklerinin Doğu'da önemli toprak kazanımları elde ettiği ve Ukrayna'nın enerji sistemi ile sivil altyapısına yönelik geniş çaplı saldırılarını artırdığı savaşın kritik bir döneminde geldi.
Aynı zamanda, Kiev'in kısmen işgal ettiği ve gelecekteki görüşmelerde koz olarak kullanmayı umduğu Kursk bölgesindeki savaşa tahminen 11.000 Kuzey Kore askeri katıldı.
"Rus üstünlüğü devam ediyor. Bizim Ukraynalılara sağlayabildiğimizden çok daha fazlası Kuzey Kore tarafından sağlandı," diyen Borrell, sözleriyle Moskova'nın küresel sahnede dışlandığı algısının bir yanılgı olduğu imasında bulundu.
"Şunu kabul etmek zorundayım: Rusya siyasi olarak izole edilmiş durumda mı? Kesinlikle değil. Kazan'a kaç kişi gitti?" diye sordu ve Putin'in Ekim ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Hindistan Devlet Başkanı Narendra Modi, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphose ve tartışmalı bir şekilde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres gibi isimleri ağırladığı BRICS zirvesine atıfta bulundu.
Borrell, "Açıkçası Rusya'nın uluslararası toplumda yalnızlaştığını söyleyemem," dedi.
Kiev'in AB içindeki en sadık destekçilerinden biri olan Yüksek Temsilci, görev süresinin büyük bir kısmını Kremlin'in savaş makinesini zayıflatacak yaptırımlar ve Ukrayna ordusunu güçlendirecek askeri malzemeler konusunda hükümetlerle pazarlık yaparak geçirdi.
Onun çabaları yardım akışının devam etmesini sağlasa da genel tablo beklentilerin gerisinde kaldı. AB'nin başlangıçta Mart sonu için planladığı, Ukrayna'ya bir milyon mermi sağlama yönündeki yardımı Kasım ayında hedefine ulaştı.
Bu arada, 6,6 milyar euro değerinde toplu yardım fonu hala Macaristan'ın kesin vetosu altında.
Yardımların sağlanmasındaki yavaşlıktan sitem eden Borrell "Bu hız tamamen yetersiz. [Yardımlar] hızlanmalı ve daha fazlasını daha hızlı yapmalıyız. 1 milyon mermimiz var. Tamam, bu iyi. Ama Rusya ayda 800.000 mermi atıyor. Rakamlar önemlidir" dedi.
'Aciliyet duygusu yok'
Sınırlarının hemen ötesinde sıcak bir savaşın sürmesi, AB'yi uzun zamandır barışçıl zamanların serabı altında göz ardı ettiği savunma politikasını yeniden keşfetmeye zorladı.
Avrupa Savunma Ajansı'nın son raporuna göre, savunma harcamaları büyük ölçüde artarak 2024 yılı biterken 326 milyar euroya, yani bloğun gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 1,9'una ulaşacak.
Ancak savaş sonrası güçlenmiş bir Rusya gerçeğine hazırlanmak için çok daha fazlasının yapılması gerektiğine dair artan bir farkındalık da var.
Kısa süre önce Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Polonya tarafından desteklenen ve ilgi gören fikirlerden biri, bloğun savunma sanayisini güçlendirmek için ortak borç ya da Eurobond çıkarılması.
Prensipte karşı çıkmamakla birlikte Borrell bu projenin işgale yanıt vermek için yeterli olmadığını çünkü ancak bunun uzun vadede sonuç verebileceğini düşünüyor.
Borrell, "Avrupa'da çok sık gözden kaçırdığımız bir şey var, o da olayların zaman boyutu. Parayı toplamak ve üretim yapacak endüstriyel kapasiteyi geliştirmek için borçlanmayı beklemeniz gerekiyorsa, (o zaman) çok geç. Eğer ABD'nin askeri kapasitesini ikame etmek zorundaysanız, bu tahvil ihraç ederek, para toplayarak, yatırım yaparak ve üreterek olmaz. Bu savaş için elinizdekileri seferber etmelisiniz. Çünkü zaman önemlidir" değerlendirmesini yaptı.
AB liderleri 2020'de ortak borçla desteklenen 750 milyar euro değerindeki bir kurtarma fonu kurmaya karar verdiğinde, Brüksel'in 27 başkentten yasal onay alması ve planı uygulamaya koyması birkaç ay sürdü. Ödemeler başladığında, çoğu ülke COVID-19 karantinalarından çoktan çıkmış ve sağlıklı bir ekonomik toparlanmaya girmişti.
Borrell, "Rusya önümüzdeki baharda cepheyi kırarsa, tahvil çıkarmanızı beklemeyecektir. Bu sırada, tahvil ihraç etmek ne kadar sürer? Bilmiyorum ama geçmiş deneyimler bunun oldukça yavaş olduğunu gösteriyor" ifadelerini dile getirdi.
Ukrayna'daki savaşın "zamana karşı bir yarış" olduğunun altını çizen Borrell, pandemiye uygulanan finansal düşüncenin şimdi bir çözüm olarak kopyalanıp yapıştırılamayacağı anlamına geldiğini söyledi.
Borrell, "Bugün sahip olduklarınızı kullanın, geçmişte icat edilmiş olan araçlardan ve enstrümanlardan günümüzde faydalanmak için kullanın. Sorun bugün için ve anlıkken, yarından sonraki gün için stratejiler tasarlamaya çok fazla zaman harcıyoruz. Aciliyet hissimiz yok" diye konuştu.
'Bedavaymış gibi davranmayın'
Borrell'in bahsettiği ve AB'nin eksikliğini hissettiği aciliyet duygusunu kazanmasına yardımcı olabilecek bir dış faktör de Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönecek olması.
Cumhuriyetçi Trump, Ukrayna'ya yapılan yardımları büyük ölçüde gözden geçirme ve savaşı "24 saat içinde" sona erdirecek bir anlaşma yapma sözü verdi, ancak ayrıntı vermedi.
Yüksek teknolojili silahların dünya çapındaki üreticisi Amerika'nın Batı'nın ortak cephesinden çekilmesi halinde Avrupa, savaştan zarar gören Ukrayna'yı destekleme konusunda yalnız kalabilir.
Avrupa'nın askeri yardım kapasitesini sorgulayan Borrell, "ABD'nin katkısnı ikame etmek için Ukrayna'ya silah tedarik edebilir miyiz? Hayır. Gerçekçi olarak evet diyebilir misiniz?"
"Üç ay ya da iki ay içinde cephede işler çok değişebilir ve onlar (Ukraynalılar) oturup Trump'ın gelip bir şeye karar vermesini beklemiyor."
Borrell, Amerika'nın boşluğunu doldurmak için bir son dakika mücadelesinden kaçınmak için üye devletleri askeri stoklarını yenilemeye, mümkün olduğunca çok bağış yapmaya ve Ukrayna'nın Rus topraklarının derinliklerindeki hedefleri vurabilmesi için silah kullanımı üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldırmaya çağırıyor.
ABD Başkanı Joe Biden vetosundan vazgeçmiş olsa da Almanya Başbakanı Olaf Scholz uzun menzilli Taurus füzelerinin sevkiyatına kategorik olarak karşı çıkmaya devam ediyor.
"Şimdi yeniden stok yapmamız gerekiyor çünkü bu stoklar bitti. Artık stok yok. İşte soru bu." diyen ve savaşın ilk aylarına atıfta bulunan Borrell, "Eski Sovyetler Birliği ülkelerinin Ukraynalıların nasıl çalışacaklarını bildikleri silah stoklarına sahip olmaları sayesinde biz hayatta kaldık ve Ukrayna da hayatta kaldı" dedi.
"Görev süremin son dakikasına kadar üye ülkelere aylardır söylediğim şeyi tavsiye etmeye devam edeceğim: daha fazlasını ve daha hızlısını yapın" diye ekledi.
"Eğer ikmal hatlarında bir kesinti olursa, bu insanlar savaşamaz. Benim endişem de bu. Bunun her gün gelmesi gerekiyor. Stoklar varsa, trenle, uçakla gönderilmeleri gerekiyor. Gönderilmek zorundalar ve ödemeleri yapılmalı."
Ancak baş diplomat, Kiev'in desteklenmesinin sadece cumhurbaşkanları ve başbakanların onayını değil, aynı zamanda vergilerinin neden uzak bir ülkede harcanması gerektiğini merak edebilecek sıradan vatandaşların da katılımını gerektirdiğini kabul etti.
Sıradan vatandaşlarla kurulacak iletişimin, insanların Avrupa'nın da karşı karşıya olduğu tehdidi anlamalarına yardımcı olmak için çok önemli olduğunu söyledi.
"Ukrayna'yı gerektiği kadar desteklemeye devam etmek için, ki bu şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla, üyelerin iç politika savaşını kazanması gerekiyor çünkü demokratik ülkelerde yaşıyoruz. Ve hükümetlerin Ukrayna için para harcamaya devam edebilmeleri için halkın desteğine ihtiyaçları var."
Borrell, "Halkın desteğini almak zorundayız ve onlara gerçeği söylemek zorundayız. Bu bedava değil. Savaşımız paraya ve canlara mal oldu. Ve şükürler olsun ki bu bizim hayatlarımız değil ama bizim paramız. Bunu bedava yapıyormuş gibi davranmayın" diye devam etti.
Sözlerini sonladırırken Borrell, "Birilerinin kamuoyuna neyin tehlikede olduğunu açıklaması gerekiyor. Ve bence biz bunu yeterince yapmıyoruz. Ve maliyeti gizlemeye çalışıyoruz. Maliyeti saklamayın. İnsanlara karşı dürüst olun. Çünkü bunun bir maliyeti var" ifadelerini dile getirdi.
euronews