Malcolm X'in kızları ve Malcolm X Vakfı, söz konusu kurumların suikast planından haberdar olduğunu, olayda rol oynadıklarını ve cinayeti durdurmak için harekete geçmediklerini iddia ediyor.
ABD'de ırkçılıkla mücadelenin sembol isimlerinden olan ve 1965'te suikasta kurban giden Malcolm X'in (El-Hajj Malik El-Shabazz) üç kızı, aralarında Merkez İstihbarat Teşkilatı (Central Intelligence Agency - CIA), Federal Soruşturma Bürosu (Federal Bureau of Investigation) - FBI) ve New York Polis Departmanı'nın da (NYPD) yer aldığı kurumlara 100 milyon dolarlık dava açtı.
Manhattan Federal Mahkemesi'nde 15 Kasım Cuma günü açılan davada, Malcolm X'in kızları ve Malcolm X Vakfı, söz konusu kurumların suikast planından haberdar olduğunu, olayda rol oynadıklarını ve cinayeti durdurmak için harekete geçmediklerini iddia etti.
Sabah saatlerinde düzenlenen bir basın toplantısında, Avukat Ben Crump aile üyeleriyle birlikte dava hakkında açıklamalarda bulundu. Crump, federal ve bölge yetkililerinin davayı okuyarak, "önceki nesillerin işlediği korkunç suçları öğrenmesini ve bu tarihi haksızlıkları düzeltmeye çalışmasını" umduğunu belirtti.
NYPD ve CIA, yorum taleplerine henüz yanıt vermedi. Davalılar arasında yer alan Adalet Bakanlığı’nın sözcüsü Nicholas Biase ise yorum yapmayı reddetti. FBI da dava hakkında yorum yapmanın "standart uygulamaları olmadığını" belirtti.
Yıllardır yanıtlanmayan sorular
Malcolm X’in 21 Şubat 1965’te Manhattan’daki Audubon Balo Salonu’nda yüzlerce kişiye hitap ettiği sırada 39 yaşındayken öldürülmesine ilişkin yıllardır cevapsız kalan pek çok soru bulunuyor.
Omaha, Nebraska’da Malcolm Little adıyla doğan Malcolm X, daha sonra adını El-Hac Malik El-Şahbaz olarak değiştirmişti.
Suikastla ilgili üç kişi hüküm giymiş ancak 2021’de yapılan yeni bir inceleme sonrası iki kişi beraat etmişti. Araştırmacılar, bazı kanıtların zayıf olduğunu ve yetkililerin bazı bilgileri sakladığını tespit etmişti.
Dava dosyasında, suikastın ardındaki hükümet rolünün savcılar tarafından gizlendiği öne sürülüyor.
'Hukuka aykırı ve yozlaşmış'
Kolluk kuvvetleri ile “acımasız katiller” arasındaki "yozlaşmış, hukuka ve anayasaya aykırı" ilişkinin suikasttan yıllarca önce başladığını ve hükümet ajanları tarafından gizlenip korunduğu da iddia ediliyor.
Dava dosyasına göre NYPD, federal kolluk kuvvetleriyle koordineli bir şekilde suikasttan birkaç gün önce Malcolm X’in güvenlik ekibini gözaltına aldı ve salonun içindeki memurlarını kasıtlı olarak geri çekti. Buna karşın, federal ajansların gizli ajanlarının salonda bulunduğu ancak Malcolm X’i korumadığı belirtiliyor.
Aile, bu davayı daha önce açamamış olmalarının nedenini, sanıkların gizli "muhbirlerin, ajanların ve provokatörlerin" kimliklerini ve saldırı öncesi planlamada bildiklerini aileden saklamasına bağlıyor.
Malcolm X’in eşi Betty Shabazz’ın ve davacıların, "onlarca yıldır bilinmeyenin acısını çektikleri" belirtilen dosyada şu ifadeler yer alıyor: “Malcolm X’i kimin öldürdüğünü, neden öldürüldüğünü, NYPD, FBI ve CIA’nin organizasyon seviyesini, bu ölümden sorumlu olan devlet ajanlarının kimliğini veya bu rolü örtbas etmek için kimlerin sahtecilik yaptığını bilmiyorlardı."
"Shabazz ailesine verilen zarar tarif edilemez, devasa ve telafisi mümkün değildir."
Aile, geçen yılın başlarında kolluk kuvvetlerine dava açma niyetini açıklamıştı.
Malcolm X suikastı
Malcolm X, 21 Şubat 1965'te Harlem'de konuşma yaparken uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti.
Malcolm X’i kimin öldürttüğü konusu, cinayetin üzerinden on yıllar geçmesine rağmen tam olarak açıklığa kavuşmadı, suikasttan sonra tutuklanan 3 kişi ömür boyu hapse mahkum edildi.
Malcolm X'i öldürmekten hüküm giyen Aziz Muhammed ve Halil İslam’ın durumu, Netflix'te 2020’de Malcolm X hakkında yayınlanan belgeselden sonra tekrar incelemeye alındı.
Söz konusu belgeselde Malcolm X'in katili olmakla suçlanan kişiler hakkında çok az delil bulunduğu ve bu kişilerin haksız yere hapis yattıkları, tanık ifadelerinde çelişkiler olduğu belirtildi.
İncelemelerin ardından Kasım 2021'de, New York Yüksek Mahkemesi Yargıcı Ellen Biben, iki sanık hakkında suçlamaların düşürüldüğünü ilan etmişti.
20 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılan Aziz Muhammed'e kurumlara karşı açtığı davada 26 milyon dolar, 2009'da hayata gözlerini yuman Halil İslam'ın ailesine de 10 milyon dolar tazminat ödenmişti.
euronews