Türkiye'deki deprem, Yunanistan'daki yangın felaketleri sonrası Ankara ve Atina arasındaki buzlar hızla eriyeme başladı. Birbirine yardım eli uzatan iki ülke anlaşmazlıkları çözmek için adımlar atmaya devam ederken, Atina'dan dikkat çeken bir Türkiye açıklaması geldi.
2023'ün en önemli toplantısı olarak görülen NATO zirvesine Türkiye'nin adımları damgasını vurmuş, İsveç'in üyeliğine yeşil ışık yakan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen tarihi zirve kapsamında bir dizi ikili görüşmeler gerçekleştirmişti. Erdoğan, Vilnius’ta Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile bir araya gelmiş, bu görüşme ikili ilişkilerde yeni bir dönemin kapısını açmıştı.
Vilnius'ta gerçekleşen Miçotakis-Erdoğan görüşmesinden kısa bir süre sonra Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis'ten yeni bir açıklama geldi.
"BM GENEL KURULU'NDAN ÖNCE BİR GÖRÜŞME MÜMKÜN"
Hürriyet'tin aktardığı habere göre, Yunan bakan Türk mevkidaşı Fidan ile BM Genel Kurulu'ndan önce bir görüşmenin mümkün olduğunu belirtti.
Hürriyet'in haberine göre, Gerapetritis, Yunanistan-Türkiye ilişkileri ve bugün geldikleri seviye ile ilgili olarak, 'Amaç, takdir ve karşılıklı güven ilişkisi inşa etmektir' dedi
Yunan bakan sözlerine şöyle devam etti:
'Var olan farklılıkların son derece kritik ve karmaşık olduğu ve genellikle ilişkilere yük olduğu gerçeği göz önüne alındığında, bunun gerçekleşmesi kolay bir şey değil.'
Haber devam ediyorHaberin devamı
İki ülkenin hükümetlerinde de yeni isimlerin yer aldığına vurgu yapan Gerapetritis 'hükümetin bu tarihi fırsattan yararlanması çok önemlidir. Her iki liderlik de dürüst bir yaklaşım sergilemeye istekli olmalı' dedi.
'Şu anda iki dönüm noktamız var: Eylül ortasında liderler ile delegasyonların bir araya geleceği Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve yıl sonuna doğru genişletilmiş yapısıyla Türkiye Yüksek Kurulu' diyen Gerapetritis, önemli bir hazırlık çalışması olacağını vurguladı.
Yunan bakan açıklamasında 'Yunanistan ve Türkiye'nin Uluslararası Yargı Yetkisi önüne getirilebilecek tek bir ihtilafı var ve bu, deniz bölgelerinin sınırlandırılması, yani MEB ve kıta sahanlığıdır' dedi.
'Bizim eğilimimiz, altta yatan bu önemli farkı yakalamaktır' diyen Gerapetritis, süreci 'Doğu Akdeniz'de bir sükunet yolu' olarak nitelendirdi.
