DÜNYA
Giriş Tarihi : 02-08-2023 10:59

Nijer'de: Neden halkın bir kısmı Rusya'nın gelmesini ve Fransa'nın gitmesini istiyor?

Nijer'de: Neden halkın bir kısmı Rusya'nın gelmesini ve Fransa'nın gitmesini istiyor?

Nijer’deki darbenin ardından Batı'ya yönelik büyüyen düşmanlığın bir işareti olarak, devrik lider Muhammed Bazoum’un memleketinde bir iş insanı gururla Rusya bayrağı renklerindeki kıyafetini gösteriyor.

Darbeden bu yana Batı ve Nijer ordusu arasında bir söz düellosu sürüp gidiyor.

Bazoum, militan İslamcılara karşı savaşta Batı’nın sıkı müttefiklerinden biriydi. Aynı zamanda güçlü bir ekonomik ortaktı da.

Nijer’de bir Fransız askeri üssü bulunuyor ve ülke dünyanın en büyük yedinci uranyum üreticisi. Uranyum nükleer enerji açısından yaşamsal önemde ve dörtte biri Avrupa’ya, özellikle de eski sömürgeci Fransa’ya gidiyor.

General Abdourahamane Tchiani’nin devlet başkanını 26 Temmuz’daki darbeyle devirmesinden sonra, sokaklarda birden Rus bayrağının renkleri görülmeye başlandı.

Pazar günü başkent Niamey’de yapılan protesto gösterisine binlerce kişi katıldı. Bazıları Rus bayrakları sallarken, Fransa Büyükelçiliği’ne saldırıldı.

Şimdiyse bu “hareketin” ülke genelinde yayıldığı görülüyor.

800 kilometre ötede, ülkenin orta kesimlerindeki Zinder kentinde bulunan iş insanı güvenlik nedeniyle adını vermek istemedi ve yüzünü bulanıklaştırmamızı istedi.

“Rusya yanlısıyım ve Fransa’yı sevmiyorum” diyor. “Çocukluğumdan bu yana Fransa’ya karşı oldum.”

“Ülkemin uranyum, petrol ve altın gibi tüm zenginliklerinden faydalandılar. Halkın en yoksul kesimi, Fransa yüzünden günde üç öğün yemek yiyemiyor.”

İş insanı, Zinder’de Pazartesi günü yapılan darbe yanlısı gösteriye binlerce kişinin katıldığını söylüyor.

Bir terziden Rus bayrağının beyaz, mavi ve kırmızı renklerinde bir kıyafet dikmesini istediğini anlatıyor ve parasını Rus yanlısı grupların ödediği iddiasını reddediyor.

Nijer’de 24,4 milyon kişi yaşıyor ve her beş kişiden ikisi aşırı yoksulluk içinde, günde 2,15 dolardan az parayla yaşıyor.

Devlet Başkanı Bazoum 2021’de iş başına gelmiş ve Nijer’in 1960’taki bağımsızlığından bu yana ilk kez demokratik ve barışçıl yönetime geçiş olmuştu.

Ancak hükümeti, Sahra Çölü’nün bazı kısımlarında ve hemen güneydeki yarı kurak Sahel bölgesinde faaliyet gösteren IŞİD ve El Kaide bağlantılı militanların hedefi oldu.

Militanların baskısı altında kalan kuzeydeki, yine eski Paris’in kayda değer çıkarlara sahip olduğu eski Fransız sömürgeleri Mali ve Burkina Faso’da, cihatçılara karşı savaşa yardımcı olduğunu söyleyen ordular son yıllarda yönetime el koydu.

Nijer gibi bu iki ülkede de önemli sayıda Fransız askeri vardı ama militanların saldırıları devam ettikçe, bölgedeki Fransız karşıtlığı yükselişe geçti ve bu üç ülkede de halk Fransa’yı militanları durdurmak için yeterince yardımcı olmamakla suçladı.

Mali’deki cunta iktidara gelir gelmez önce Fransız askerlerini sonra da BM barış gücünü ülkeden ayrılmaya zorladı ve Rus paralı asker şirketi Wagner’i kabul etti.

Mali’de militanların saldırılarının sürmesine karşın, Burkina Faso’daki cunta da Rusya’ya yaklaştı ve yüzlerce Fransız askerini ülkeden çıkarttı.

Nijer’de Fransız karşıtı protestolar sık sık Bazoum yönetimi tarafından yasaklanıyordu.

Bazı sivil toplum kuruluşları 2022 ortasında, Bazoum yönetiminin Mali’den çıkmalarının istenmesinin ardından Fransa’nın Barkhane güçlerinin ülkeye konuşlanmasını onayladıktan sonra, Fransa karşıtı eylemlere hız verdi.

Bunlar arasında en önemlilerinden biri Ağustos 2022’de eylemciler, sivil toplum hareketleri ve sendikaların kurduğu M62 hareketi. Büyüyen geçim zorluğu, kötü yönetim ve Fransız askerlerinin varlığına karşı çağrılara öncülük ettiler.

Grubun planlı eylemleri Nijer makamları tarafından ya yasaklandı ya da şiddetle bastırıldı. Grubun lideri Abdoulaye Seydou Nisan 2023’te “kamu düzenini bozma” suçlamasıyla dokuz ay hapis cezası aldı.

M62 hareketi, Bazoum’un devrilmesiyle birlikte yeniden hayat bulmuş görünüyor.

Devlet televizyonu grubun üyelerinin cunta yanlısı gösterilere destek veren ve darbenin ardından ambargo koyan Batı Afrikalı liderlere karşı açıklamalarına yer verdi.

Grubun Ulusal Memleketin Güvenliği Konseyi (CNSP) diye bilinen cuntayla ya da Rusya ile bağlantılı olup olmadığı net değil.

Ancak Pazar günkü eylemleri örgütleyen çatı kuruluşu, Demokratik Mücadele için Koordinasyon Komitesi (CCLD), Bukata ve Nijer için Gençlik Hareketi gibi daha küçük sivil toplum kuruluşları da oradaydı.

Zinder’de ise iş insanı Moskova’nın ülkesine yardım edeceği konusunda iyimser.

“Rusya’nın güvenlik ve yiyecek tedarikine yardımcı olmasını istiyorum. Rusya teknoloji sağlayabilir ve tarımımızı geliştirebilir.”

Ancak yine Zinder’de yaşayan çiftçi Moutaka, bu görüşü reddediyor ve darbenin herkes için kötü haber olduğunu söylüyor.

“Rusların ülkeye gelişini desteklemiyorum çünkü hepsi Avrupalı ve bize kimse yardım etmeyecek. Ülkemi seviyorum ve umarım huzur içinde yaşayabiliriz."

https://www.bbc.com/turkce/articles/cjrlz9pgggwo?fbclid=IwAR3N6mVQWpXQQDTzoNh9fW85QqCTT4w6HH-fRUWGwK88XO8RxzpRJ7G5kcU

LMLM

LM