Avrupa Birliği ülkeleri sosyal medya kullanımına yaş sınırlaması getirmeyi planlıyor. Türkiye'de de benzer bir hazırlık gündemde. Peki bu yasaklar, çocukları korumak için yeterli mi?
Dünyada birçok ülke olası olumsuz etkilere karşı önlem olarak çocukların sosyal medya kullanımına yaş sınırı getirmek istiyor. Avrupa Birliği (AB) de bu yöndeki ilk önemli adımı attı. Brüksel'de geçen Cuma günü düzenlenen AB zirvesinde devlet ve hükümet başkanları TikTok ve Instagram gibi sosyal medya platformlarına yaş sınırı getirilmesini desteklediklerini bildirdi. Zirvede bu konudaki kararların ise ulusal hükümetler tarafından alınması, yasak yetkisinin Brüksel'e devredilmemesi yönünde görüşler ağırlık kazandı.
Türkiye'de de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 16 yaş altı çocukların sosyal medya kullanımını kısıtlayacak yerel bir model üzerinde çalışıyor. Düzenlemenin önümüzdeki aylarda Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine gelmesi bekleniyor.
Türkiye'de sosyal medya kullanımına 16 yaş sınırı mı geliyor?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, geçen Eylül ayında Anadolu Yayıncılar Federasyonunun "Anadolu Sohbetleri" etkinliğinde yaptığı açıklamada 16 yaş altına sosyal medyanın kısıtlanmasını önerdiklerini söyledi.
Bakan Göktaş, "Ülkemize özgü bir model üzerinde çalışıyoruz. İlk aşamada biz 13 yaş altı demiştik. Sonra 13-16 yaşta burada bir kademe uygulayalım dedik ama Bakanlık olarak bizim önerimiz 16 yaş altı olması yönünde. Genel literatür de bu şekilde" ifadelerini kullandı.
Bakan Göktaş, taslağın 16 yaş altındaki bireylerin sosyal medya hesapları açmasını sınırlayan bir sistem öngördüğünü, ancak erişimi tamamen yasaklanmadan önce yaş doğrulama ve ebeveyn izni gibi ara mekanizmaların değerlendirildiğini belirtti. Göktaş, "Dolayısıyla Meclis açılır açılmaz inşallah gündeme getireceğiz. Biz ülkemizde uygulanabilir bir model hayata geçirmek istiyoruz" diye konuştu.
Ergenlikte beğenilme ve sosyal onay ihtiyacı
Peki sosyal medyaya yasak getirilmesi konusunda uzmanlar ne diyor?
Fransa merkezli Ipsos araştırma şirketinin Eğitim Monitörü 2025 adlı araştırmasının raporuna göre, 30 ülkedeki katilimcilarin yüzde 74'ü, 14 yaşın altındaki çocukların sosyal medya kullanımının yasaklanması gerektiğini düşünüyor. Türkiye'de ise katılımcıların yüzde 76'sı çocukların sosyal medya kullanımına karşı çıkıyor. Türkiye bu oranla listede 11'inci sırada bulunuyor.
DW Türkçe'ye konuşan Uzman Çocuk ve Ergen Psikologu Seçil Yüzal, "16 yaş dönemi orta ergenlik ile genç yetişkinlik arasında yer alıyor. Çocukluktan ergenliğe geçişin sancıları azalmış, zihnen ve bedenen yetişkinliğe daha hazır bir yaş grubu. Bu nedenle 16 yaş sınırı bilişsel olarak makul görünüyor" diyerek bu sınırın gelişimsel olarak mantıklı olduğunu belirtiyor.
"Bu sınırın amacı sadece erişimi kısıtlamak değil, ergenin kimlik ve benlik gelişimini korumak'' diyen Uzman Psikolog Seçil Yüzal, ''Ergenlikte beğenilme ve sosyal onay ihtiyacı arttığı için sosyal medya, gençlerin öz değer algısını doğrudan etkiliyor" dedi.
Yüzal'a göre "Bu dönem kırılgan bir dönem. Olumsuz yorumlar ya da karşılaştırmalar gençlerde derin izler bırakabiliyor" uyarısında bulunuyor.
Kaliforniya Üniversitesi San Francisco (UCSF), Pediatri Bölümü'nde tarafından yapılan ve sonuçları Mayıs ayında yayımlanan bir rapora göre, üç yıl boyunca yaklaşık 12 bin çocuk gözlemlendi ve sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte 9-10 yaşlarındaki çocuklarda depresyon belirtilerinin arttığı görüldü.
Ebeveyn desteği nasıl rol oynuyor?
Araştırmanın lideri Doçent Dr. Jason Nagata çocukların daha sağlıklı dijital alışkanlıklar kazanmasında ebeveynlerin rolüne dikkati çekiyor.
"İki küçük çocuk babası olarak, çocuklara sadece 'telefonunuzu kapatın' demenin işe yaramadığını biliyorum'' diyen Nagata, ''Ebeveynler, ekran kullanımı hakkında açık ve yargılayıcı olmayan konuşmalarla örnek olabilirler. Yemek aralarında veya yatmadan önce gibi tüm aile için ekransız zamanlar belirlemek, yetişkinler de dahil olmak üzere herkes için daha sağlıklı dijital alışkanlıklar oluşturmaya yardımcı olabilir" şeklinde tavsiyelerde bulunuyor.
Türkiye'de üzerinde çalışılan düzenleme çocukları dijital ortamın olumsuz etkilerinden korumayı amaçlıyor. Aile ve Sosyal İşler Bakanı Göktaş ebeveynlerin de sürece aktif bir şekilde dahil edilmesini hedeflediklerine dikkat çekiyor.
UNICEF'e göre ebeveynlerin eleştirel bir tutumdan kaçınarak çocuklarıyla açık diyalog kurması, ekran süresi yönetiminde en etkili yöntemlerden biri. Uzman Psikolog Seçil Yüzal da yasağın yalnızca çocukları değil ebeveynleri de zorladığını belirtiyor:
"Ekran bağımlılığı giderek yaygınlaşıyor; sınır koymak bile zor iken, böyle bir yasağı uygulamak ebeveynler için de zorlu bir süreç."
Yüzal, "Yasaklar kısa vadede koruma sağlayabilir, ancak uzun vadede kalıcı etki yaratması için ailelerin ve okulların da sürece dahil olması gerekiyor" diye ekliyor.
Çocukların dünyasında yasak nasıl yankılanıyor?
Uzman Psikolog Seçil Yüzal'a göre, sosyal medya yasağı "çocukların anlam veremedikleri bir engellenme" olarak algılanıyor. Yüzal "İnternetin yavaşlatılması ya da platformların kapatılması gibi uygulamalar sıkça yaşanıyor. Bu da çocuklarda merak duygusunu artırıyor; atlatma yolları aramaya itiyor" diyor.
Öte yandan, yasakların kalıcı etki yaratmasının rehberlik ve eğitimle desteklenmesine bağlı olduğunu dile getiren Yüzal, "Eğer çocuklar neden böyle bir engellenme ile karşılaştıklarını anlayabilirlerse, yasak daha anlamlı hale gelir. Bunun yanında spor, sanat ve açık hava etkinliklerine erişim kolaylaştırılırsa ekran süresi doğal olarak azalır" diye ekliyor.
"Tam yasak" uygulayan ülkeler
Kimi ülkeler sosyal medya erişimini tamamen kısıtlamayı tercih ederken kimileri de daha katılımcı ve denetim odaklı bir yaklaşım öneriyor. "Tam yasak" modeli, sosyal medya erişimini yaş sınırına göre tamamen engellemeyi öngörüyor. Bu sistemde 15 veya 16 yaş altındaki çocukların sosyal medya platformlarına kaydolması, hesap açması veya içerik paylaşması yasaklanıyor. Uygulamada genellikle kimlik doğrulama veya yaş tespit sistemleri kullanılıyor. Böylece platformlar, kullanıcıların yaşını doğrulamakla yükümlü hale geliyor.
Avustralya bu yöntemi uygulamaya koyan ilk ülkelerden biri oldu. Avustralya, 2024'te kabul ettiği yasayla 16 yaş altındaki çocukların sosyal medya hesabı açmasını yasakladı. Yasa, 10 Aralık 2025'te yürürlüğe girecek. Platformların kullanıcı yaşını doğrulaması zorunlu olacak; kuralları ihlal eden şirketlere 50 milyon Avustralya Doları'na kadar para cezası uygulanabilecek.
Danimarka da benzer bir düzenlemeyi gündemine aldı. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Ekim ayı başında 15 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımının yasaklanmasını önerdi. Frederiksen, sosyal medyanın çocukların ruhsal gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Öneri, 10 Ekim 2025'teki AB Dijital Bakanlar Toplantısı'nda gündeme getirildi ancak üye ülkeler arasında tam bir uzlaşma sağlanamadı.
Avrupa Komisyonu, Temmuz 2025'te çocukların çevrim içi korunmasına ilişkin uygulama rehberlerini yayımladı. Bu kapsamda, kullanıcıların kimlik bilgilerini paylaşmadan yaşlarını doğrulayabileceği gizlilik odaklı bir sistem tanıtıldı. Sistem şu anda Fransa, İspanya, İtalya, Danimarka ve Yunanistan'da test ediliyor ve 2026'ya kadar Avrupa genelinde uygulanması planlanıyor.
"Ebeveyn onaylı" sistem ne öngörüyor?
Fransa ve ABD gibi ülkelerde ise daha farklı bir model olarak "ebeveyn onaylı" sistem ön plana çıkıyor. Çocukların sosyal medya hesabı açabilmesi için ebeveynlerinden onay alması gerekiyor. Bu model, tamamen yasaklayıcı bir yaklaşım yerine rehberlik ve denetim ilkesine dayanıyor. Ebeveynler, çocuklarının hangi platformlarda, ne kadar süreyle ve hangi gizlilik ayarlarıyla yer alacağına karar verebiliyor.
Fransa, 2023'te yürürlüğe giren yasayla 15 yaş altındaki çocukların sosyal medya hesabı açabilmesi için ebeveyn iznini zorunlu hale getirdi.
ABD'de Çevrimiçi Çocuk Gizliliği Koruma Yasası, 13 yaş altındaki çocukların sosyal medya platformlarına kaydolmadan önce ebeveyn izni almasını şart koşuyor; bazı eyaletler bu sınırı 16 hatta 18 yaşa çıkaran yeni düzenlemeler üzerinde çalışıyor.
Çin, "küçük kullanıcı modu" (minor mode), 2021'den beri kısmen uygulamaktaydı Bu mod, 2025'te güncellenerek tüm cihazlarda ebeveyn kontrolü, içerik filtreleme ve kullanım süresi sınırı gibi özellikler zorunlu hale getirildi.
Birleşik Krallık'ta ise 2023 tarihli Online Güvenlik Yasası (Online Safety Act) kapsamında 25 Temmuz 2025'te yürürlüğe giren yeni kurallar, platformlara çocukların çevrim içi güvenliğini sağlama ve yaş doğrulama yükümlülüğü getirdi. Kurallara uymayan şirketler, gelirlerinin yüzde 10'una kadar para cezası ödeyebilecek.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 13'üncü ve 17'nci maddeleri, çocukların bilgiye ve iletişime erişim hakkını güvence altına alıyor ve dijital ortamlarda erişim hakkını da destekliyor.
DW

















