https://www.trakyaninsesi.com/files/uploads/user/10a6d253e20e0d50728cba39712f0d17-bc8138d86f45ef6bed38.jpg
Abdulhalim Dede

26 SENE SONRA... YİNE, YENİDEN KARALİSTE; Ve TÜRKİYE'ye GİRİŞ YASAĞI!!!

03-05-2024 13:43 1787 kez okundu.

1988 senesinin Şubat ayında Türkiye'nin İpsala sınır kapısına vardığımda, teröristmişim gibi bir muameleye tabi tutuldum ve Türkiye'ye girişimin yasaklandığını söylenerek geri çevrildim.
Sebebini sordum.
“Gümülcine''deki Başkonsolosluğa gidin. Onlar size sebebini izah ederler.”
Bunu şahsıma yapılmış büyük bir haksızlık ve hakaret kabul ettiğimden, Konsolosluğa gidip sebep sormadım.
26 ve 29 Ocak eylemlerinden henüz bir hafta geçmişti.
Uyuyan azınlık önde gidenlerini metazori de olsa uyandırmış ve ''Batı Trakya'da TÜRK YOKTUR'' diyen Yunan Yargıtayının akıl almaz kararının 2 defa protesto edilmesine vesile olmuştum.
SONUÇ: KARALİSTE ve 10 yıl Türkiye'ye giriş yasağı.

1998 senesinin Şubat ayının son günlerinde bir Cuma sabahı Gümülcine başkonsolosluğundan telefonla aradılar. Başkonsolos Şakir Özkan Torunlar benimle görüşmek istiyormuş.

Konsolosluğa gittim.
Başkonsolos Şakir Özkan Torunlar( bugün Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi) KARALİSTE'den çıkarıldığımı ve Türkiye'ye gidebileceğimi bana tebliğ etti. Ve ''şahsınıza yapılan haksızlıktan dolayı T.C. adına Özür diliyorum'' dedi.

******** ***  ********

Ve aradan geçen 26 sene sonra, önceki gün, 1 Mayıs 2024 günü İpsala sınır kapısında N-82 kodu ile Türkiye'ye Girişimin yeniden yasaklandığı, son derece kibar ve saygılı polis ve gümrük memurları tarafından bana tebliğ edildi.

2016 senesinden beri emekliyim.
Bu emekli olduğum 8 sene içerisinde toplam 8 makale yazmadım.

15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe girişiminde Azınlık önde gidenlerinin en küçük bir tepki dahi vermemelerini ağır bir şekilde eleştirdim.
Danışma Kurulu Başkanı s. müftü İbrahim Şerif ve 11 imamı beni Dava ettiler.
Gümülcine Savcılığı ve sorgu Hakimliği yaptıkları yazılı soruşturma ve ifadelerden sonra dava edilecek bir suç unsuru tespit edilmediğinden dava dosyaları arşive kaldırıldı.
Milletvekili Hüseyin Zeybek hakkında bir makale yazdım.
Kasıtlı yanlış tercüme ile makalemde kullandığım Hıyarlık kelimesini Yunancaya yanlış tercüme ederek beni DAVA etti. Beraat ettim.
Levent Sadık Ahmet hakkında bir makale yazdım 2016'da.
Tazminat ve ceza davası açtı.
Her ikisini de kaybetti.

Beraat ettim.

2023 senesinin Eylül ayında İskeçe Azınlık Ortaokul-Lisesinde Encümen heyetinin ve Okul Aile Birliğinin yerel seçimler arifesinde başlattıkları akıl almaz okul işgal protestosuyla alakalı yazılar yazdım.
Encümen Heyet başkanı avukat Ahmet Kara beni dava etti.
Sorgu Hakimine çağrılıp yazılı ifademi verdim.
İnsan hakları savunucusu olduğunu iddia eden bir avukatın böyle bir dava dilekçesi yazması karşısında inan olun şaştım kaldım.
Beni neyle suçladığını dava dilekçesinde arayıp durdum.

Bir şey bulamadım.
Bakalım savcı bulup aleyhimde iddianame hazırlayacak mı?

Ve en son Sadık Ahmet'in ölümüyle alakalı Şubat ayında dönemin Gümülcine başkonsolosu olan emekli büyükelçi Hakan Okçal'ın T24 gazetesinde yazdığı makaleyi linki ile paylaştım.

Bunların ötesinde,
benim Türkiye'ye girişime engel olabilecek tek bir satır yazım yok... Herhangi bir eylemim de yok.

Bu durumda benim Türkiye tarafından durduk yerde CEZALANDIRILMAMA sebep olacak bir yazı ve eylemim olmadığına göre, böyle bir talep muhtemelen üstteki beyefendilerden edilmiştir.

Şimdi,

a- Azınlık hak ve hukukunu savunduğunu söyleyen DEB Partisi ve onun 42 Avrupa Parlamento milletvekili adaylarından

b- Batı Trakya Azınlığı Danışma Kurulundan

c- Azınlık fertlerinin haklarını savunduklarını söyleyen  milletvekillerimizden,

d- ve Azınlık Haklarının yılmaz savunucuları olan azınlık basınından

e- Azınlığımızın Avrupa'daki temsilcisi pozisyonunda olduğunu böbürlene böbürlene söyleyen ABTTF'den, 

68 yaşında Batı Trakya'lı emekli gazeteci bir DEDE'ye hangi sebeplerden dolayı Türkiye'ye giriş yasağı konulduğunu araştırmalarını ve hakkımı bulmak için nasıl bir yol izlemem gerektiğini istesem, acaba haddimi aşmış olur muyum?

 

Netice itibarıyla,
26 sene sonra yeniden haksız bir şekilde karalisteye konulmamdan yalnız bir sebep için üzülüyorum:
Canım Babacığımın, canım anacığımın, canım kardeşimin İstanbul Bahçeköy'deki mezarlarını ziyaret edip bir Fatiha okuyamıyacağım.