İspanya’daki sel felaketinde can kaybı 205’e yükselirken, kurtarma ekipleri Valensiya’nın bazı bölgelerine hâlâ ulaşamıyor.
Avrupa'nın son 50 yıldaki en büyük doğal afetinin yaşandığı İspanya'da Cuma günü itibariyle 205 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Valensiya Özerk Bölgesi'ndeki bir kongre merkezinde geçici morg açılırken, henüz girilemeyen bölgelere ulaşmak için çabalar sürüyor.
Yıkımın büyük kısmının yaşandığı doğudaki Valensiya bölgesine yaklaşık 500 asker sevk edilirken, kayıpları bulma ve hayatta kalanlara yardım etmeye yönelik çalışmalar da devam ediyor. Huelva’da ise yeni bir hava durumu alarmı verildi.
Yetkililer, bu felaketin İspanya'nın yakın tarihindeki en ölümcül sel felaketi olduğunu ve 1970’lerden bu yana Avrupa’da yaşanan en ölümcül doğal afet olduğunu belirtti.
Valensiya'nın dışındaki Alfafar banliyösünde, drone görüntüleri demiryolu hatlarında savrulmuş halde düzinelerce aracın enkazını gösterdi. Bölge sakinlerinden Patricia Villar, "Her şey mahvoldu; dükkânlar, süpermarketler, okullar, arabalar," dedi. Yakındaki bir sokakta ise sellerin taşıdığı bir tekne çamurlu bir köşeye sürüklenmişti.
Selden etkilenmiş bir alt geçit girişindeki araç yığınının temizlenmeye çalışıldığı kurtarma çalışmalarında, ekipler daha fazla ceset bulunmasından endişe ediyordu. Bir kurtarma görevlisi, "Kurban olup olmadığını görmek için araçları tek tek kaldırmaya çalışıyoruz," diye konuştu. "Henüz bilmiyoruz."
Yaklaşık 75.000 evin hâlâ elektriksiz olduğu bölgede itfaiyeciler, jeneratörleri çalıştırmak için sellerde terk edilmiş araçlardan benzin sifonlayarak elektrik sağlama çalışmalarını sürdürüyor. Endülüs'ten yardım için Valensiya’ya gelen bir itfaiyeci, "Arabalarla dolaşıp bulabildiğimiz benzini topluyoruz," diyerek, araçların depolarından benzin almak için plastik bir tüp ve boş şişelerle çalıştıklarını belirtti.
Bir yılda beklenen yağış 8 saatte düştü
Salı gecesi sekiz saat içinde neredeyse bir yıllık yağışın düştüğü bölgelerde nehirlerin taşması sonucu yollar, demiryolları ve köprüler sel nedeniyle tahrip oldu. Bölge ayrıca, İspanya’nın portakal ihracatının büyük kısmını sağlayan binlerce hektarlık tarım alanının sular altında kalmasıyla ekonomik açıdan da ağır bir darbe aldı.
Valensiya bölgesindeki bazı yolların kapalı olması nedeniyle acil durum hizmetleri çoğu bölgeye halen ulaşamıyor. Albal gibi bölgelerde ise şişe su temini azalmış durumda. Valensiya'nın Paiporta banliyösünde yaşayanlar, yetkililerin yağmalama nedeniyle 50 kişiyi gözaltına aldığını açıklamasının ardından mağazaları koruma altına almaya çalışıyor.
Komşular ve gönüllülerin çamurlu sokakları temizlemeye çalıştığı Paiporta’da yaşayan 72 yaşındaki Amber Gonzalez, toparlanmanın zaman alacağını belirtti: “Ne kadar yardım alırsak alalım yetmeyecek,” dedi. “Bu bir ya da iki ayda düzelmeyecek.”
Ölü sayısının artması üzerine acil durum ekipleri, Valencia şehir merkezinin dışında bulunan Feria Valencia kongre merkezinde geçici bir morg kurdu ve cenazeler cuma günü itibariyle buraya getirilmeye başlandı.
Valensiya sakinlerinden Hector Bolivar, acil durum uyarısının yerel saatle 20:00’de, yani şiddetli yağışın başlamasından birkaç saat sonra gönderilmesini sorgulayarak, yetkililerin geç uyarıda bulunduğunu belirtti.
Öte yandan, Valencia Bölge Hükümeti Başkanı Carlos Mazon, tüm afet yönetimi protokollerinin izlendiğini ve uyarıların pazar gününden itibaren yapıldığını kaydetti.
Yetkililer, Akdeniz'in ısınmasının su buharlaşmasını artırarak şiddetli yağışları tetiklediğini belirtiyor. Bu tür aşırı hava olaylarının daha sık yaşanmasının insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkilerinden biri olduğu ifade ediliyor.
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, Vatikan’da Aziz Petrus Meydanı’nda düzenlenen bir törende, "Bu çevresel felaketlere dair, özellikle fırtınanın etkilediği İber Yarımadası ve özellikle Valensiya bölgesi için dua ediyoruz," dedi.
euronews